FDR Bu ülkeyi yeraltına indiriyordu. | Open Subtitles | وإف دي آر كَانواَ يحكمون ' هذه البلادِ إلى الأرضِ. |
O Bu ülkeyi seviyor ama "Kanada'ya gitmek istiyorum" diyor | Open Subtitles | إنه يَحبُّ هذه البلادِ لكن "أُريدُ الذِهاب إلى كندا" |
Onlar da en az sizin kadar bu ülkeye aitler | Open Subtitles | انهم ينتمون إلى هذه البلادِ بقدر ما تنتمي أنت |
Sonunda senin uğruna bu ülkeye kadar geldim. | Open Subtitles | أخيراً جِئتُ إلى هذه البلادِ الأجنبيةِ لأجلك. |
Senin ailen , Bu ülke bana çok şey verdi... | Open Subtitles | عائلتكَ في هذه البلادِ أعطتْني الكثير وأنا أَخذتُه بكُلّ قلبي |
Çok şükür ki bu ülkede hala yasal prosedürlere sahibiz. | Open Subtitles | أشْكرُ الله أنناما زِلنا لدينا إجراءات قانونية في هذه البلادِ. |
Pek çok doğum uzmanı ve jinekolog Bu ülkenin kadınlarına olan sevgilerini gösteremiyor. | Open Subtitles | الكثير مِنْ جِنِّ لَيستْ قادرة على المُزَاوَلَة حبّهم مَع النِساءِ عبر هذه البلادِ. |
Bu ülkeyi yönetirken ne gerekiyorsa onu yaparım. | Open Subtitles | أنا هأعْمَلُ أيّ شئَ لحُكْم هذه البلادِ |
Tanrı'ya yemin ederim ki, Bu ülkeyi o idare ediyor! | Open Subtitles | أَحْلفُ بالله , انه يدير ' هذه البلادِ! |
Bu ülkeyi... ..yöneteceksin. | Open Subtitles | ستصبح وريث.. هذه البلادِ.. |
Sizin gibi orospu çocuklarının bu ülkeye yaptıklarına bak! | Open Subtitles | ألقِ نظرة ، أنتم أبناءِ الكلابِ أنتم السبب لما يحدث في هذه البلادِ |
bu ülkeye Cengiz Han'ın kutsal mezarıyla gelerek... onun gücünü içime çektim. | Open Subtitles | سافرتُ إلى هذه البلادِ في قبو جنكيزخان المقدّس لإِمْتِصاص قوَّتِه |
Ayrıca hep bu ülkeye gelmeyi hayal ederdim. | Open Subtitles | لَكنِّي أَحْلمُ أيضاً دائماً للمَجيء إلى هذه البلادِ |
Senin ailen , Bu ülke bana çok şey verdi... | Open Subtitles | عائلتكَ في هذه البلادِ أعطتْني الكثير وأنا أَخذتُه بكُلّ قلبي |
Bu ülke çok güzel görünüyor | Open Subtitles | هذه البلادِ تَبْدو جميلةَ جداً |
Bu ülke ne zaman altın standarda ulaşırsa paranız para olur, paradan fazlası olmaz eğer bana inanmıyorsanız, oh Tanrım gidin ve Alan Greenspan ile konuşun! | Open Subtitles | عندما هذه البلادِ خَرجَت عن قاعدة الذهب -- ورقتكَ هي ورقةُ , ليست ' أكثر مِنْ ورقة... |
bu ülkede neler olduğunu anlamıyorlar | Open Subtitles | هم لا يَفْهمونَ ماذا يجري في هذه البلادِ |
Ve bu ülkede bu iflas etmek gibi bir şeydir, işinizden olursunuz. | Open Subtitles | وفي هذه البلادِ ذلك مثل الإفلاس أنتم خارج العمل |
İngiliz hükümetinin size bu ülkede kazı yapmanız için verdiği paraydı! | Open Subtitles | هو كَانَ قَدْ إئتمنَ بالحكومةِ بريطاني للحفرياتِ في هذه البلادِ. |
Bu durum Bu ülkenin, senin halkının ekonomik şartlarıyla ne kadar yakından ilgilendiğini gösterir. | Open Subtitles | ذلك يوضح مدى الاهتمام الجاد من قبل مسؤولي إقتصادِ هذه البلادِ في رفاهية بني قومك |
Bu ülkenin gidişatıyla en az senin kadar ilgileniyorum ben de | Open Subtitles | أَنا مَعْني مِثْلك حول.. إتّجاه هذه البلادِ |
Bu ülkenin gurur duyduğu gerçek bir vatansever gibi konuştunuz. | Open Subtitles | تَكلّمتَ مثل وطني حقيقي هذه البلادِ يُمكنُها أَنْ تَكُونَ فخورةَ جداً بك. |
Mike, Bu ülkedeki Yahudiler'in çoğu domuza karşı değil. | Open Subtitles | مايك، أكثر اليهود في هذه البلادِ تأكل لحمِ الخنزير. |