Sayın Başkan bu detaylar bende kalacaktı. | Open Subtitles | سيدي الرئيسة هذه التفاصيل تخصني وحدي هذا كان اتفاقنا |
- bu detaylar hiç açıklanmamıştı. Şimdi şuna bakın. | Open Subtitles | هذه التفاصيل لم تعلن قط الآن أنظرا لهذا |
Eğer onlar yapmadıysa çocukların Bu detayları bilmesi mümkün değil. | Open Subtitles | مستحيلٌ أن يعلم الفتية هذه التفاصيل ما لم يقترفوا الجريمة |
Neden oradaydın? Yolculuk masraflarını kim karşılıyor?" -- tüm Bu detayları. | TED | لماذا كنت هناك؟ من يدفع تكاليف رحلاتك؟" كل هذه التفاصيل الصغيرة |
Bu detayı sen istedin. Bu doğru değil mi? | Open Subtitles | لقد طلبت هذه التفاصيل أليس ذلك صحيح؟ |
Şu anda Bu ayrıntıları verme yetkimiz yok ancak olası bir tehdit var. | Open Subtitles | ليس مصرح لنا بالحديث في هذه التفاصيل الآن و لكن لدينا تهديد مؤكد |
Ama onlar ise bu detayların hiçbirini polis radyolarında | TED | ولكنّهم لم يذكروا أيًّا من هذه التفاصيل. |
bu detaylar basına açıklanmadı. | Open Subtitles | هذه التفاصيل لم تعلم بها حتى الصحافة. |
- Bütün bu detaylar hafızanızdan mı? | Open Subtitles | - سيدى هل كل هذه التفاصيل من الذاكره؟ |
bu detaylar son derece gizlidir. | Open Subtitles | هذه التفاصيل سرية جداً |
Özür dilerim de bu detaylar gerçekten gerekli mi? | Open Subtitles | كنتُ... أنا آسف، هل هذه التفاصيل مهمة؟ |
Dürüstçe, kimse bunu önemsemiyor geçen yılları, isimler hakkında sevgililerini ve tüm Bu detayları, aklına gelen sıkıntıları. | TED | وما أعنيه بصراحة ، أن الناس لا تكترث بخصوص السنوات والأسماء، التواريخ ،وكل هذه التفاصيل والتي تعاني من أجل تذكرها. |
Bu detayları bugün halletmeye çalışmaktan vazgeçer misiniz? | Open Subtitles | يمكنك خطوة إلى الوراء من محاولة لتسوية هذه التفاصيل اليوم؟ |
Şimdi tüm Bu detayları bir araya toplamamız ve bunu avantaj olarak kullanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الآن يجب أن نجمع هذه التفاصيل ونستخدمها لصالحنا |
Bu detayları sizinle paylaşamam. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة غير مسموح لي بمشاركة هذه التفاصيل معكم |
Direksiyonda sürücü yokken Bu detayları çözmek için araba sensör ve akıllı gözlere ihtiyaç duyar. Çevre, hava ya da ne kadar karanlık olduğu fark etmeksizin hepsi anında. | TED | ومع عدم وجود إنسان يقود السيارة، فإن السيارة بحاجة إلى وجود عيون ذكية ومجسات من شأنها حل هذه التفاصيل بغض النظر عن الطقس أو درجة الظلام كل ذلك في جزء من الثانية. |
Bu detayı o eklemiş. | Open Subtitles | لقد أضاف هذه التفاصيل. |
Polis dosyalarından Bu ayrıntıları bulmuş olabilir. | Open Subtitles | كان بإمكانه جمع هذه التفاصيل من ملفات الشرطة أيضا. |
Ve buna rağmen tüm Bu ayrıntıları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | وكنت تمكنت من تذكر كل هذه التفاصيل. |
Bu, şu anlama geliyor. ticaret veya etkileşimin kolay olmasına yardımcı olacak kendiniz hakkında farklı nitelikleri seçerek açığa çıkarabilirsiniz. Örneğin; vatandaşlık kimliğinizi veya 21 yaşın üzerinde olduğunuzu, bu detayların bulunduğunu ve imzalı olduğunu kripto belgeyi göstererek ispatlayabileceksiniz. | TED | أكثر من الملف الشخصي، يعني ذلك أنه يمكنك اختيار ما تُظهره من صفاتك المختلفة التي تساعد على تسهيل التواصل أو التعامل التجاري، على سبيل المثال، إصدار هوية لك من قبل أحد الحكومات، أو كونك أكبر من 21 سنة، عن طريق إظهار دليل مشفَر بكون هذه التفاصيل موجودة ومؤكدة. |