Tüm bu hikâyeler, mekân ve bizi nasıl barındırdığı ya da barındırmadığı ile ilişkili. | TED | حسنًا، كل هذه القصص تتعلق بالفراغ وكيف يستوعبنا أو لا. |
Şunu merak ediyorum: bu hikâyeler bizler için uygunsuz mu? | TED | لذلك أتساءل: هل هذه القصص لا تلائم رواياتنا؟ |
Kimleri getirdiğine bağlı olarak bu hikayeler kaos yaratmasını sağlayabilir. | Open Subtitles | استناداً لمَنْ جلبهم معه، انكشاف هذه القصص قد يسبّب الفوضى |
Bunu değiştirmeliyiz ve böylece sizden istediğim lütfen bu hikayeleri kendi iletişim ağlarınızdan paylaşmanız. | TED | يجب أن نغير ذلك، وأنا أطلب منكم وأرجوكم أن تشاركوا هذه القصص من خلال شبكاتكم. |
Bazen, böyle hikayeler gerçek olsaydı ne büyülü bir hayat olurdu diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً ما أفكر في كم ستكون الحياة رائعة لو كانت هذه القصص حقيقية |
Bazı kötü hikayelerin doğru olmadığını değil, O hikayelerin bizi insanların aslında ne olduğunu görmemize engel olduğu söylüyorum, çünkü resmin tamamı bu hikayelerden ibaret değil. | TED | أنا لا أقول أن بعض هذه القصص السلبية ليست صحيحة، ولكن تلك القصص تسمح لنا أن لا نرى حقيقة الأشخاص، لأنها لا تشكل صورة كاملة عنهم. |
bu hikâyeleri anlatırken, ne gibi fikirleriniz var, duymak isteriz. | TED | نريد أن نسمع ما لديك من أفكار لرواية هذه القصص. |
Ve tam bu hikayelerin tarihe karıştığını düşündükçe, ve bunları aştığımızı hissetikçe, en olmadık yerlerden çıkıveriyorlar. | TED | وما ان نظن ان هذه القصص قد عفى عليها الزمن حتى نجدها تخرج مرةً أخرى في امكان غريبة وغير متوقعة على الاطلاق |
İspanyol gribi konusunda bu hikâyeler oldukça yaygın, çok hızlı vefatlar gerçekleşebiliyor. | TED | عندما يتعلق الأمر بالإنفلونزا الاسبانية، هذه القصص شائعة، الوفيات بسرعة البرق. |
bu hikâyeler birbirinden oldukça farklıydı ama hepsinin tek bir ortak noktası vardı: Bir çocuğa duyulan özlemin ve arayışın hikâyesiydi. | TED | وكانت هذه القصص متنوعة للغاية، لكنهم جميعًا يشتركون في شيء واحد: وهو حكاية شوقهم لطفل والسعي لهذا الطفل. |
Ve bütün bu hikâyeler aynı anda duyuluyor. | TED | وجميع هذه القصص تستمع اليها فى نفس الوقت |
Sizinle paylaştığım bu hikâyeler gösteriyor ki uzay, sürdürülebilir gelişim ve tüm insanların yararı için hakikaten faydalı. | TED | هذه القصص التي شاركتها معكم كلها توضح أهمية وفائدة الفضاء من أجل التنمية المستدامة بما يعود بالفائدة على جميع الشعوب. |
Peki, bu hikayeler bize kim olduğumuz ve nereden geldiğimiz hakkında ne söylüyor? | Open Subtitles | لذا مالذي تُخبرنا بهِ هذه القصص عن من نكون و من أينَ أتينا. |
bu hikayeler hücrelerime ve sinirlerime işledi. Ve dürüst olmak gerekirse, üç yıl boyunca uyuyamadım. | TED | هذه القصص أشبعت خلاياي وأعصابي ولكي أكون صادقة توقفت عن النوم لمدة ثلاث سنوات. |
Kitap doğru şeyler söylüyor olabilir, fakat herşey bu hikayeler ile aynı şekli alıyor. | TED | ربما يقول الكتاب شيئا صادقًا، لكن مجددًا، يأخذ كل شيء نفس شكل هذه القصص. |
Bu insanların çoğu sıradan insanlar. İncelik, cesaret, namus ve onur ile yaşadıkları hayatlarıyla ilgili konuşuyorlar ve bu hikayeleri duyduğunuzda bazen kutsal topraklarda yürüyor gibi hissediyorsunuz. | TED | لهذا الكثير من هذه القصص لأناس عاديين يتحدثون عن حيوات عاشوها بطيبة وشجاعة، بعفة وكرامة، وحين تسمع قصصا كهذه يخامرك شعورٌ ما بأنك تخطو فوق أرض مقدسة. |
Anılarımda böyle hikayeler olmamasına rağmen. | Open Subtitles | بالرغم من أنّ ذكرياتي لن تحتوي مثل هذه القصص |
Dünyamız hikayelerden oluşur O hikayelerin hepsi de burada. | Open Subtitles | كُل العالم مبني على قصص، وكُل هذه القصص موجودة هُنا. |
İnsanların bu hikâyelere erişimini kolaylaştırmak için tekniği kullanan bir dijital hikâye anlatıcısı olarak, bu hikâyeleri ve sorunları yakalamak işimin bir parçası. | TED | إن نقل هذه القصص والقضايا هي جزء من عملي كراوي قصص رقمي يستعين بالتقنية لتسهيل الأمر على الآخرين البحث عن هذه القصص. |
bu hikayelerin birbirleriyle uyum içinde olmasına gerek yok. | TED | الآن ليس بالضرورة أن تتفق هذه القصص معا. |
Yaşamın yeni hikâyelere kapı açmasını sağlıyor ve bu hikâyelerin yer ve zamanını da belirleyebiliyoruz. | TED | لذا فإن ذلك لا يقتصر على جعل الحياة تحكي قصصاً جديدة، بل وتحديد زمان ومكان رواية هذه القصص. |
- O hikayeleri yazmaya devam edersen, elimiz kopyacı linççilerle dolup taşacak. | Open Subtitles | ـ واصل هذه القصص وسينتهى بنا الأمر مع مجموعة من المجانين سيتسببوا بمقتلهم |
Evet. O hikayelere bayılırım. | Open Subtitles | أجل، أحب هذه القصص. |
Tamamdır. Üç hikaye. Şimdi de görüş. | TED | حسناً .. كانت هذه القصص الثلاث .. وهذه الحجة التي سأطرح |
bu haberler, siyahi olarak yaşamanın zorluğu ve bir ilerleme. | TED | وأنا أوكد أن هذه القصص عن وجودك كأسود تعتبر إنجازا |
Çocukları gülümsetmekten fazlasını yapmış masallar. | Open Subtitles | لكن هذه القصص تعطي الأطفال أكثر من البسمة |
Bu hikâyelerden birinde şu anlatılmıştır. | Open Subtitles | واحدة من هذه القصص تحكي امرأة من الجاموس الأبيض... |