Bu davayı kapatmamıza yardım et gerçeği anlat, duymamız gerekeni söyle böylece belki, minimum güvenlikli bir tesise yerleştirilebilirsin. | Open Subtitles | تساعدنى فى انهاء هذه القضية بقولك الحقيقة بقولك ما نتحتاج لسماعه لربما ينتهى بك الامر فى سجن مخفف الحراسة |
Biraz önce Bu davayı savunma niyeti olmadığınızı söyleyerek işi sonuçlandırdınız. | Open Subtitles | لقد وصلت للتو وتقول لنا بأنك لاتنوي الدفاع عن هذه القضية. |
Ama bu davada böyle bir durum yok. Yasanın amacı bu değil. | Open Subtitles | لكنه في هذه القضية بسهوله لايطبق هذا لانه ليس في نية القانون. |
Fakat bu davanın masum bir insan ile ilgili olduğunu unutmayalım. | Open Subtitles | ولكن دعونا لا نغفل أن هذه القضية متمحورة عن رجل بريء |
Bakın, bence bu davaya bakan dedektif işin kolayına kaçtı. | Open Subtitles | أظن أن المحقق في هذه القضية قد أخذ الطريق الأسهل |
Sayın yargıç, bu davadan çekilmek için izninizi talep ediyorum. | Open Subtitles | سيدى القاضى ، إننى أطلب السماح لى بالإنسحاب من هذه القضية |
Bana bak Brian, bu dava sonuçsuz olarak bir kenara bırakılmıştı. | Open Subtitles | اسمع يا براين ,ولآخر مرة, هذه القضية تم اعتبارها ميئوس منها |
En iyi bildiğim, benim toplumumdaki insanlar... polisten Bu olay üzerinde çalışmasını istediler. | Open Subtitles | وكما أعلم فإن جماهير الناس طلبت من إدارة الشرطة أن تتولي هذه القضية |
Politik görüşlerimden ötürü Bu davayı takip etmemem gerektiğini mi söylemeye çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقول انني لا ينبغي أن اتابع هذه القضية بسبب ميولي السياسية؟ |
Gerçek şu ki Bu davayı çözmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | أن كلانا يعرف بأنهُ توجد طريقة واحدة للخروج من هذه القضية. |
Bu davayı bulmak onu bulmamızda anahtar rol oynayacak. Teşekkürler. | Open Subtitles | نعتقد أن تحديد هذه القضية سيكون المفتاح لإيجاده وشكرا لكم |
Hayır Harry sana söz veriyorum Bu davayı kaybetmene neden olmayacağım. | Open Subtitles | لا، هاري أنا أعدك بأنني لن أجعلك تتخسر وتتحمل هذه القضية |
ve STKlarla çalışıp Bu davayı yaratmak. | TED | وايضا العمل مع المنظمات غير الحكومية على بناء هذه القضية |
Evet, anlaşılan, elektrik bu davada sadece şok edici unsur değil. | Open Subtitles | أجل، على مايبدو، الكهرباء ليست الشيء المريع الوحيد حول هذه القضية |
Çünkü, eğer işinizi şişirme yapıyor olsaydınız bu davada siz de sorumlu olurdunuz. | Open Subtitles | لأن ذلك يعني بأنّك مسؤول في هذه القضية أيضا، إذا عملك كان رديئ |
Son zamanlarda kanları boşaltılarak öldürülen kurbanlar da hemşire olduğu için bu davanın onun için özel bir anlamı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | و لأن أخر ضحايا عمليات الإستنزاف كن من الممرضات فنحن نظن ان هذه القضية تحمل نوعا من الأهمية الخاصة بالنسبة له |
Sayın Yargıç, bu davaya herhangi bir önyargı olmadan yaklaşmaya gayret ettim. | Open Subtitles | فضيلتكم، لقد سعيت لفهم هذه القضية بدون أي قناعة مسبقة |
Gerçek...gerçek bu davadan bir köle gibi uzaklaştırıldı. | Open Subtitles | الحقيقة, الحقيقة ,التي اقتيدت من هذه القضية كالعبد |
Bu dava cinayet, sakat bırakmak veya katliamla ilgili değil. | Open Subtitles | هذه القضية ليست عن القتل أو المجزرة أو التمثيل بالجثث |
Yani kötüler arasından. Bu olay henüz bitmedi bayanlar baylar. | Open Subtitles | أجل بالنسبة لشرير هذه القضية لم تنتهي بعد سيداتي سادتي |
İlk olarak, bu vakayı inceleyen birimim üyelerine teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أولاً، أودّ شكر عناصر دائرتي الذين حققوا في هذه القضية |
Bu davadaki delilleri geçen bahardaki 16 günlük bir periyod üzerinde yoğunlaştıracağız. | Open Subtitles | والدليل في هذه القضية سيركز على فترة 16 يومًا في الربيع المنصرم. |
Şu andan itibaren, bu davayla ilgili her şey bana bildirilecek. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، كل شيء في هذه القضية يمر من خلالي |
Will, neler hissettiğini anlıyorum, ...ama bu olayda bu kararı vermeye çok yakınsın. | Open Subtitles | ويل,أفهم ما تشعر به لكنك قريب جدا من هذه القضية لتتخذ ذلك القرار |
Gözlerin kapalı şekilde bu olayı çözmekte sana iyi şanslar. | Open Subtitles | حظًا موفقًا بحل هذه القضية و أنت تتجاهل بعض الأشياء |
Gerçekten teşekkür etmek istiyorsan bu dosyayı kapatmama yardım et. | Open Subtitles | ،إن كنت حقاً تريد شكري ساعدني في إغلاق هذه القضية |
Siz ikiniz bu vaka hakkında herkesten çok bilgi sahibisiniz. | Open Subtitles | أنتما الاثنين تعرفون عن هذه القضية أكثر من أي شخص. |
bu konuyu derinlemesine araştırdım, kalbi anlamak için okuyabildiğim kadar okudum, araştırmacılarla tanıştım ve Hindistan'da birçok laboratuvarda çalıştım. | TED | قد استقصيت هذه القضية أكثر وقرأت كل ما بوسعي قراءته لفهم القلب، وقابلت باحثين وعملت في مختبرات في الهند. |