| Tyrell'le ilk randevumda baş döndürücü bir kızıl görmüştüm. | Open Subtitles | في موعدي الأول مع (تايريل) رأيت هذه المرأة الجميلة الصهباء |
| Tyrell'le ilk randevumda baş döndürücü bir kızıl görmüştüm. | Open Subtitles | في موعدي الأول مع (تايريل) رأيت هذه المرأة الجميلة الصهباء |
| Karen, onun kolundaki bu güzel kadın hakkında sen ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | الآن, كارين, كيف تشعرين بشأن هذه المرأة الجميلة بقربه؟ |
| Hayır, yok, çünkü sen orada bardakları yuvarlarken, ben de bu güzel bayan misafirle eğleniyordum, | Open Subtitles | لا، كلا، لأنّك عندما كنت هناك تتجرّع الخمر، كنتُ أنا.. كنتُ أنا هنا أستمتع بصحبة هذه المرأة الجميلة |
| Oh, biliyor musun, biraz şampanya, öylesine güzel bir kadın... | Open Subtitles | انت تعلم, قليل من الشمبانيا, مع مثل هذه المرأة الجميلة |
| Burada işe başlayıp bu güzel kadınla evlendim. Hayatımın en iyi kararıydı. | Open Subtitles | وتزوجت هذه المرأة الجميلة وهذا كان أفضل قرار في حياتي |
| Hayatımı kurtaran bu güzel kadın bu odalara girdiğim günden beri benim kayam oldu. | Open Subtitles | هذه المرأة الجميلة... الذي أنقذ حياتي، كانت صخرة بلدي منذ يوم مشيت في هذه الغرف. |
| bu güzel kadın, benim karım. | Open Subtitles | هذه المرأة الجميلة هي زوجتى |
| CIeveIand, sanırım bu güzel kadın sana birşeyler söylemek istiyor. | Open Subtitles | (كليفلاند) ، أظن أن هذه المرأة الجميلة تود قول شيء لك |
| Olivia, beni bu güzel bayan önünde küçük düşürme. | Open Subtitles | أوليفيا لا تصتصغريني أمام هذه المرأة الجميلة |
| Yanımda bu kadar güzel bir kadın otururken, ...sakinliğimi korumak zor oluyor. | Open Subtitles | انه فقط من الصعب الحفاظ على هدوء أعصابك .... عندما تقود السيارة إلى جوار مثل هذه المرأة الجميلة |
| Ve ve sen büyüdün gerçekten çok güzel bir kadın oldun. | Open Subtitles | و... وكبرتِ, لتكونِ هذه المرأة الجميلة. |
| Eminim bu güzel kadınla nereye gittiysen | Open Subtitles | حتماً أينما ذهبت ،مع هذه المرأة الجميلة |