Çocuklarda da empatiyi bu şekilde ölçüyoruz, sıkıntılı bireylere nasıl tepki verdiklerini inceleyerek. | TED | في الواقع هذه طريقة قياسنا للتعاطف لدى الأطفال، بالنظر إلى طريقة تعاملهم مع الأفراد الحزينين. |
Bu konuya bu şekilde bakmanın doğruluğunu inandırıcı kılan | TED | كما أن هناك الكثير من الاسباب التي تجعلنا نعتقد أن هذه طريقة |
Elimizde bulunan aşırı miktarda esrardan kurtulmak için iyi bir yol. | Open Subtitles | ستكون هذه طريقة جيدة للتخلص من كل القنابل التي نكذب حولها. |
HM: dürüst olmak gerekirse, bence kimseyi gücendirmek istemem ama, çok Amerikanvari bir yol. | TED | هيكي: لأكون صريحة، أنا أعتقد هذا، بدون أن أجرح أحدا، هذه طريقة أمريكية جداً. |
Ve olsa bile, bu onlara sahip olmak için yanlış bir yöntem. | Open Subtitles | وحتى لو فعلت هذه طريقة خاطئة للحصول عليهم |
Bunu söylemenin daha kısa yolu bu. Evet. | Open Subtitles | هذه طريقة أشد اقتضاباً لصياغة الأمر، أجل. |
Uyumanın işte bir yolu. Böyle hikayeler beni bile sıkar. | Open Subtitles | هذه طريقة من طرق النوم أن تلك القصص تشعرنى بالملل |
Bilgisayarlar bu şekilde düşünür, birler ve sıfırlar, | TED | هذه طريقة تفكير الحواسيب، الآحاد والأصفار. |
Eğer bu şekilde düşünüyorsan, üzerinde konuşabileceğin bir şeyler söyleyeyim! | Open Subtitles | "اذا كانت هذه طريقة شعورك, سأعطيك شيئاً اكثر من الكلمات." |
Artık 19. asırda değiliz. Onların adalarına bu şekilde el koyamayız! | Open Subtitles | لم يعد هذه طريقة الحصول على الجزيرة في القرن 19 |
Annen bu şekilde birbirimizi daha iyi tanıyacağımızı düşünmüş. | Open Subtitles | والدتك تعتقد أن هذه طريقة أفضل لنتعرف علي بعضنا. |
Bu dünyayı yeniden canlandırmak için bir yol. İşte bu bakış açısından çok heyecan verici olan da budur. | TED | هذه طريقة لإعادة الأرض هذا هو ماهو مثير جدا حول هذا التصور |
Orijinal fikir bana ait değil. Ama bu da başka bir yol. Devamını yaratmak için bir yaratıcı olarak çalışıyorum. | TED | أنا لم أتي بالفكرة الأصلية . لكن هذه طريقة أخرى عملت كمبتكر للتطوير |
Bir iyilik istemek için tuhaf bir yol! Seni sevdim, Jasjit. | Open Subtitles | هذه طريقة غريبة لطلب العمل " أنا أحبك يا " جاسجيت |
Çıkma teklifi için alışılmadık bir yöntem. | Open Subtitles | هذه طريقة غير معتادة للحصول على موعد غرامي |
Paramızı arttıracağız. Çok zekice bir yöntem, kârlı. | Open Subtitles | سوف ننمي أموالنا، هذه طريقة هدية، إنه رأس المال |
Başımın yarısını uyuşturdun mu? Yakınlaşmak için tuhaf bir yöntem, dostum. | Open Subtitles | هل قمت بتخديري ؟ هذه طريقة مخيفة للتعاون مع بعضنا البعض يا رجل |
Reform yaklaşımının farklı bir yolu bu. | TED | هذه طريقة مختلفة للوصول إلى التحسينات. |
Yeni çocuklara çıkışın seçenek olmadığını göstermenin etkili bir yolu. | Open Subtitles | هذه طريقة فعّالةٌ ليروا الأطفال أنّ الخروج ليس خياراً متاحاً |
Annenin sana burada olduğunu söyleme şekli bu. | Open Subtitles | هذه طريقة أمّك في إعلامكِ أنّها هنا. |
İşte böyle olacak! Hadi oyuna dahil olalım. | Open Subtitles | هذه طريقة سير الأمور هيا، ابدأي بالعمل |
Sakso çekmeyi tanımlamak için çok saçma bir yol bu "Penisimi ağzına aldı." | Open Subtitles | هذه طريقة مزرية لوصف ذلك "وضع قضيبي في فمك" |
Karşımdakinin beni anlamasını sağlamak için tuhaf bir yoldu. | Open Subtitles | كانت هذه طريقة غريبة لكى أجعل نفسى مفهوماً |