Bu, benim için çok büyük bir fırsat. Özellikle de yazarlar köşelerinde, yan gelip yatıyorken. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة ليّ، وخاصة الآن بينما الكتاب يطردوا في كل الأنحاء |
Eli. Bu çok büyük bir fırsat. Denemelisin. | Open Subtitles | لكن هذه فرصة عظيمة بالنسبة لك وعليك المحاولة |
- Kariyerinize başlamanız için çok büyük bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة لكى تبدأى حياتك المهنية |
Bunun Halkla İlişkiler için harika bir fırsat olduğunu düşündük dolayısıyla gazetenden bir muhabir ayarladık röportaj yapacak, takımın bir kaç fotoğrafını çekecek. | Open Subtitles | نعتقد أن هذه فرصة عظيمة للعلاقات العامة لذا رتبنا مع مراسلة من المجلة لتأتي من أجل المقابلة، تلتقط بعض الصور للفريق |
Çünkü bu negatif enerji akışlarını pozitif enerjiye çevirmek için harika bir fırsat. | Open Subtitles | لأني أعتقد أن هذه فرصة عظيمة ،لتحوّل كل هذه الطاقة السلبية إلى شيء إيجابي |
Hank'in seni sorgulamaya çağırması durumunda söyleyeceğin şeyleri Gus'la beraber oturup konuşmanız için iyi bir mazeret bu. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة لأن تطلب إجتماعاً مع (غاس) حتى تناقش ما ستقوله |
Hank'in seni sorgulamaya çağırması durumunda söyleyeceğin şeyleri Gus'la beraber oturup konuşmanız için iyi bir mazeret bu. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة لأن تطلب إجتماعاً مع (غاس) حتى تناقش ما ستقوله |
- Kariyerinize başlamanız için çok büyük bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة لكى تبدأى حياتك المهنية |
çok büyük bir fırsat ve olaya damgamızı vuracağız! | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة وسوف نغتنمها "ناين |
Bu, merkez için çok büyük bir fırsat. Koshka Kardeşliği'nin elebaşını yakalamak John Göttü'yü yakalamakla eşdeğer. | Open Subtitles | "هذه فرصة عظيمة للمديريّة، اعتقال رئيس أخويّة (كوشكا) كاعتقال..." |
Bu harika bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة |
Ama bu senin için harika bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة عظيمة |