Bunlar ultra güzel, bebeğim. İçine ince bir ürperti getiren türden. | Open Subtitles | . هذه هى الشيزنت يا عزيزتى . تعطيك شعور كوخز خفيف |
Pekâlâ kuzenler, işte Four Seasons'dan mükemmel bir şarkı sizlerle. | Open Subtitles | يا أبناء العمومه، هذه هى أغنيه رائعه عن الفصول الأربعه |
Burası da ana salon. Burayı büyük bir oturma odası yaptırıyoruz. | Open Subtitles | هذه هى القاعة الرئيسية نحن عندنا غرفة جلوس واحدة و كبيرة |
Sorun da bu, ya. Hep kurtulmak isterler ama asla kurtulamazlar. | Open Subtitles | هذه هى المشكلة,دائما يحاولن التخلص منهم و لكنهم لا ينجحوا أبدا |
- İşte Bu o. - Gemi nereden geliyor? | Open Subtitles | هذه هى التى كنت فى انتظارها اين ستشحن حملتها ؟ |
İddia makamının savunması buydu. Şimdi sıra savunmada. | Open Subtitles | هذه هى القضية المطروحة الآن ، حان دور الدفاع |
Bir insan acı çekiyor. Şu an sorun bu mu? | Open Subtitles | يوجد هنا شخص مصاب هل هذه هى القضية الآن ؟ |
36 yaşındayım. Çocuk sahibi olmak için Bu benim son şansım olabilir. | Open Subtitles | أنا فى السادسة والثلاثين وربما تكون هذه هى فرصتى ألخيرة لأحظى بطفل |
O ne yaptığını biliyordu. Bunlar bizim göze aldığımız riskler. | Open Subtitles | لقد كان يعرف مايفعله, هذه هى المخاطر التى نواجهها |
Bunlar Muhammed in en kötü yılları idi üç yıl boyunca açlığa, susuzluğa çölün zalimliğine tahammül ettiler oysa en büyük ıstırap yılları henüz yaşanmamıştı. | Open Subtitles | هذه هى أسوأ سنوات حياة محمد لثلاث سنوات عانوا من الجوع و العطش عانوا قسوة الصحراء المفتوحة |
Bunlar ataletli seyir sistemine gireceğiniz koordinatlar. | Open Subtitles | هذه هى الإحداثيات التى يجب أن تلقمها لملاحك السكونى |
Biz onlar için öldük, onlar da bizim için! İşte bu. | Open Subtitles | .نحن أموات بالنسبة لهم وهم أموات بالنسبة لنا هذه هى النهاية |
Hey Jerry, onlara bir gülücük ver. İşte ücretin burada. Cehennemde görüşürüz. | Open Subtitles | إبتسم له يا جيري، هذه هى الدفعة الأولى، إلى اللقاء فى الجحيم |
Aynen öyle, sorun da bu işte. Hiçbir halt düşünmüyorsun. | Open Subtitles | بالضبط ، هذه هى المُشكلة أنك لا تُفكر فى الهراء |
- Hadi ama! Greenwich Village'daki yol kenarı kafelerinden birinde değilsin. Burası Broadway. | Open Subtitles | إنك لست فى إحدى مقاهى الرصيف فى قرية جرينيتش ، هذه هى برودواى |
- Burası da güzel bir kamaraymış. - Evet, rahat değil mi? | Open Subtitles | هذه هى الكابينة تماما انها دافئة و جميلة أليس كذلك ؟ |
Burası sabah odası. Zavallı Albay'ın en sevdiği oda. | Open Subtitles | هذه هى غرفة الصباح, كانت المفضّلة لدى الكولونيل |
- Ölü olup olmadığından emin değiliz. - Sorun da bu zaten. | Open Subtitles | إننا غير واثقين مما إذا كان قد مات و هذه هى المشكلة |
Filmler. Tüm hayatı bu, o bir izleyici. | Open Subtitles | افلام هذه هى حياته بالكامل هو مجرد مشاهد |
Evet, doğru - doğru kelime buydu. Lütfen. Baylar, sizlere Amerikan meslekdaşımız | Open Subtitles | نعم, هذه هى الكلمة الصحيحة من فضلك ايها السادة, لى الشرف ان اقدم لكم |
Şimdi, sevdiğin kadın bu mu? | Open Subtitles | ولكن، أليست هذه هى المرأة التى تحبها الآن؟ |
Tatlım, Bu benim için endişe ettiğini göstermenin komik bir yolu mu? | Open Subtitles | حبى , هل هذه هى طريقتك فى قول أنك قلقان على ؟ |
Bu onun yedek gözlüğü olmalı. İşte benim sarsaklığımın nedeni bu. | Open Subtitles | لابد وان هذه هى النظارة الأحتياطية لها وهذا هو مدى الفغلة عندها |
Bütün nasihat Bu kadar, Tracy. | Open Subtitles | هذه هى كل النصائح التى أستطيع أن أُعطيكِ إياها, يا تراسى |
Biliyorum. Bak bende kötü hissediyorum. Belkide onların değişmelerinin tek yolu budur. | Open Subtitles | أعرف, لقد شعرت بالسوء أيضاً ربما هذه هى الطريقة الوحيدة للتأثير فيهما |