Her gece içiyorsun. Eskiden hiç böyle davranmazdın. | Open Subtitles | أنت تشرب بشل ثابت, وتشرب كل يوم أنت لم تعتد الشرب هكذا أبداً, هذا جديد |
Bir daha hiç böyle olmayacağını hatırlamak beni sahiden üzüyor. | Open Subtitles | يحزنني جداً التفكير أن الأمر لن يكون هكذا أبداً. |
Berbat durumdasın. Seni daha önce hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | أنت في حالة مزرية أنا لم أراك هكذا أبداً |
-Evet. Anneni görene kadar bekle. hiç bu kadar neşeli görmemiştim. | Open Subtitles | انتظر حتى ترى أمك إنها لم تبدو مشعة هكذا أبداً |
Cesetleri takip ettim sadece. hiç bu kadar dikkatsiz davranmazdın. | Open Subtitles | لقد تتبعت الجثث لم تكونى مهملة هكذا أبداً |
Ama asla böyle yemekler pişiremezdi. | Open Subtitles | لكنه لم يستطع أن يطهو هكذا أبداً |
Yani, benimle hiç böyle olmamıştı. | Open Subtitles | أعني بأنه لم يكن هكذا أبداً معي من قبل. |
Önceden hiç böyle değildin. | Open Subtitles | لم نعهدك هكذا أبداً |
Onu hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | لم أره يتصرف هكذا أبداً |
Onu tanımadan önce hiç böyle davranmazdı. | Open Subtitles | لن تتصرف هكذا أبداً |
Ne oldu bana böyle? hiç böyle olmamıştı. | Open Subtitles | ماذا حدث لي؟" "لم يكن الأمر هكذا أبداً |
Ne oldu bana böyle? hiç böyle olmamıştı. | Open Subtitles | ماذا حدث لي؟" "لم يكن الأمر هكذا أبداً |
Annemi daha önce hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | انا لم أرى أمي هكذا أبداً. |
Baba, seni hiç böyle görmemiştim! | Open Subtitles | أبي ، لم أرك هكذا أبداً |
Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | لم اره من قبل هكذا أبداً |
Ama onu daha önce hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | لكنني لم أراه هكذا أبداً |
Aramız hiç bu kadar iyi olmamıştı. | Open Subtitles | لم تكن علاقتنا حسنة هكذا أبداً. |
Seni hiç bu kadar mutlu görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنها لم تراك سعيداً هكذا أبداً |
Kendisi nerede ? hiç bu kadar gecikmezdi. | Open Subtitles | لم يتأخر هكذا أبداً. |
asla böyle düşünme. | Open Subtitles | لا تفكر هكذا أبداً. |