Hatta satılığa çıkardı. Bu işler böyle yürür sonuçta. | Open Subtitles | أعني من أنها ستعرض للبيع هكذا تسير الأمور |
Yukarı Doğu Yakası'nda işler böyle yürür. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور في الجانب الشرقي الراقي. |
Bir süre konuşmayalım. Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | لن نتكلم لفترة من الزمن هكذا تسير الأمور |
Onu kullanıyorum, sen de beni kullanıyorsun, işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | أنا أستغله وأنت تستغليني هكذا تسير الأمور. أليس كذلك؟ |
İşe karışırsan birisi tutuklar. Artık işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | سيفعل شخص ما , إذا ما تدخلت هكذا تسير الأمور الان |
Bu işler böyledir. Üç kez hüküm giyenler için kanun var. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور هناك قانون بشأن الثلاث سابقات |
Çünkü bu iş böyle yürüyor. O sana ne ifade ediyor? | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور من هو اللص بالنسبة لك ؟ |
İşler böyle yürür. Daha önce böyle öfkelenmemiştin. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور لم أراك غاضباً لهذه الدرجة من قبل |
Kuzenimin yardıma ihtiyacı vardı ben de yardım ettim. İşler böyle yürür. | Open Subtitles | أبن عمي طلب مساعدتي و ساعدته هكذا تسير الأمور |
Merak etme. Çin mahallesinde işler böyle yürür. | Open Subtitles | لا تقلق هكذا تسير الأمور في الحي الصيني |
Bu işler böyle. Birini kaybeder, birini bulursun. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور ، تخسر واحد وتجد آخر |
Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | آسف يا بُني، هكذا تسير الأمور. |
Bu işler böyle. Kıran kırana. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور لا وجود للرحمة |
Tüm bunların içine birisi sürüklenecekse, o kişi sen olcaksın, o kız değil; sadece işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | لأنه إن كان ثمّة من سيتأثر بكل هذا فسيكون أنت و ليس هي؛ هكذا تسير الأمور فحسب يا رجل |
Bütük evde işler böyle yürüyor demek? | Open Subtitles | إذن هكذا تسير الأمور في البيت الكبير، صحيح؟ |
Seni üzmek niyetinde değilim. İşler böyle yürüyor. | Open Subtitles | لست أقصد مضايقتكِ ولكن هكذا تسير الأمور |
İleride bir anlam verirsin ya da vermezsin. Bu işler böyledir. | Open Subtitles | ذلك ماتريدي ان يكون عليه , او لا تريدين هكذا تسير الأمور |
Çünkü eğer dönemezsem beni birinci sınıf bir otele yerleştirmek zorundasınız. Bu işler böyledir. Ben... | Open Subtitles | لأنه لو لم يكن الأمر كذلك،سيكون عليكم أن تحتجزونى فى فندق درجة أولى هكذا تسير الأمور.. |
İş böyle yürüyor. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور |