Ah, keşke Hep böyle giyinse. Çok hoş! | Open Subtitles | أتمنى لو يلبس هكذا طوال الوقت يبدو جميلاً |
? Siz Hep böyle takılıyor olmalısınız. | Open Subtitles | حتما أنتم تأكولون هكذا طوال الوقت أليس كذلك |
Hep böyle burnu havada gezmek zorunda mısın sen? | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تكوني متفوقة هكذا طوال الوقت |
Bugün yolunda gitti. Her zaman böyle olmaz. | Open Subtitles | لقد جرى الامر على ما يرام اليوم لن تسير الامور هكذا طوال الوقت |
Hepimiz dünyayı, kendi akıl gözümüzle görürüz ve bazı günler dünya tehlikeli, zorlu ve başa çıkılamaz bir yermiş gibi görünebilir ama Her zaman böyle görünmek zorunda değildir. | TED | لذلك فنحن جميعًا نرى العالم عبر خيالنا. وفي بعض الأيام، ربما يبدو العالم كأنه مكانًا خطرًا ومكانًا مُتَحديا لا يُقهر، ولكن لا يجب أن يبدو هكذا طوال الوقت. |
Pek sayılmaz. Kuzenim sürekli böyle partiler veriyor. | Open Subtitles | ليس في الواقع، إبن عمي يحتفل هكذا طوال الوقت |
Sonra senin Hep böyle hissettiğini anladım. | Open Subtitles | عندها أدركت أنه لا بد و أنك تشعرين هكذا طوال الوقت |
Sen benimle Hep böyle konuşursun. | Open Subtitles | أنت تتحدثين إلي هكذا طوال الوقت |
Birbirimizle Hep böyle konuşalım. | Open Subtitles | ,يجب علينا أن نتحدث هكذا طوال الوقت |
- Hep böyle yaşayabileceğimizi biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين، يمكننا العيش هكذا طوال الوقت. |
Keşke Hep böyle olsa. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون هكذا طوال الوقت |
- Hep böyle şakalaşırız. | Open Subtitles | نمزح هكذا طوال الوقت. |
Biliyorum çünkü Marie Antoinette benimle Hep böyle iletişim kuruyor. | Open Subtitles | (اعلم هذا لأن (ماري أنتونيت كانت تتواصل معي هكذا طوال الوقت |
Arkadaşlıklar Her zaman böyle testlerden geçer. | Open Subtitles | الصداقات تُختَبر هكذا طوال الوقت. |
Her zaman böyle olmayacak hayatım. | Open Subtitles | لن يكون الامر هكذا طوال الوقت حبيبتي |
- Her zaman böyle mi görünür? | Open Subtitles | أيبدو هكذا طوال الوقت ؟ |
Benimle Her zaman böyle konuşurdu. | Open Subtitles | إنه يتحدث لي هكذا طوال الوقت |
Hayır, Her zaman böyle içerim. | Open Subtitles | لا أنا اشرب هكذا طوال الوقت |
Eğer sürekli böyle saklanmak zorunda kalacaksak tekrar kendimden utanmaya başlarım. | Open Subtitles | ولكن أعتدتُ أن أكون أذآ كنا سنختبئ هكذا طوال الوقت |
İzin veriyor ama yüzü sürekli böyle duruyor. | Open Subtitles | سوف تسمح لي بأكلها لكن فقط من أجل تنظر إلى هكذا طوال الوقت |
sürekli böyle oynuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يلعبون هكذا طوال الوقت حفنة من الصور الشقية |