Yoksa insanlar öylece orada durup bize böyle dik dik bakmazlar. | Open Subtitles | الناس لا تقف في الشارع هكذا فقط للتحديق بنا |
Pekâlâ, Danny, bomba mahalline öylece girip biraz ortalığı karıştırıp, parmağını havaya tutup kesin bir şeyler söyleyemezsin. | Open Subtitles | حسنا يا داني، لا يمكنكَ الذهاب إلى موقع الإنفجار هكذا فقط تلتقط بعض الأشياء :تضع إصبعكَ في الهواء و تقول بكل يقين |
Bu kadar. Çabuk , kolay ve acısız. ama buna cesaretin olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هكذا فقط , سريعه وسهلة وغير مؤلمة ولن تخلع منك اعضائك التناسلية |
Bu kadar değerli bir şeyi ortalıkta bırakamazsın. | Open Subtitles | لا تتركي شيئاً ثميناً في الجوار هكذا فقط |
Haftaya koridorda birbirimizi başımızla selamlayacağız Hepsi Bu kadar. | Open Subtitles | الأسبوع القادم , سوف نلقي التحية برأسنا في الممر , و هكذا فقط |
Korkarım ki, kısa bir aile geçmişim var. Hepsi Bu kadar. | Open Subtitles | أخشى أنه تاريخ عائلة بسيط هكذا فقط |
Böyle mi? | Open Subtitles | هكذا فقط ؟ |
Bu mudur yani? | Open Subtitles | هكذا فقط ؟ |
- Sanırım kayboldu. - öylece kaybolamaz. | Open Subtitles | أعتقد انه أنفجر لا يمكنه ان ينفجر هكذا فقط |
Senin için ikinci kez zor olacak öylece çekip gidecek misin? | Open Subtitles | وفي الثانية التي يُصبح فيها الأمر شاقاً بالنسبة لك ، تُفضل الإبتعاد هكذا فقط ؟ |
Tamam, tamam, bak, eğer polissem beni burada vurunca her şeyin öylece sona ereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | حسناً, حسناً, حسناً إذا كنت فعلاً شرطي إذا كنت بالفعل, هل تظن بأن الأمرسينتهي هكذا فقط معك بأنك سترديني قتيلاً هنا؟ |
Hepsi Bu kadar. İyileşecek. Evet, küçük delikler. | Open Subtitles | هكذا فقط إذاً سيكون بخير - نعم، ثقوب صغيرة - |
Hayır, hepsi Bu kadar. | Open Subtitles | لا يا سيدي، هكذا فقط |
Hepsi bu mu? | Open Subtitles | هكذا فقط " يقصد أنها لم تتفاجئ " |
Böyle mi? | Open Subtitles | هكذا فقط ؟ |
Böyle mi? | Open Subtitles | هكذا فقط ؟ |
Hepsi Bu kadar mı? | Open Subtitles | هكذا فقط حسناً"؟" |
Forman bizi Öylesine ekmez. | Open Subtitles | فورمان لن يتجاهلنا ويتركنا هكذا فقط |