| Biri de dolabın için. Kimse onu taşıdığını görmez Böylece. | Open Subtitles | وواحد للخزانة الخاصة بك، هكذا لن يراك أحد تحمل كتبا |
| Bu taşı elimize bastıralım. Böylece bugünü unutmayız. | Open Subtitles | لنسحق أيدينا بهذا الحجر هكذا لن ننسى ماذا حصل اليوم |
| Böylece kimse giremez ve konuştuklarımız aramızda kalır. | Open Subtitles | هكذا لن يأتي احد وسأجعل مسافه بيني وبينك ، حسنا |
| Her gece dualar ederdim... sen ve babam başka bir çocuk sahibi daha olun diye, Böylece ben çok özel olmayacaktım. | Open Subtitles | تعودت أن أصلي كل ليلة من أجلك وأجل أبي لترزقا بطفل آخر هكذا لن أكون مميزة جداً |
| Böylece bir daha böyle hatalar olmasını engelleyeceğiz. | Open Subtitles | هكذا لن نخاطر بمثل هذه الحوادث الصغيرة، أليس كذلك؟ |
| Böylece, bir daha böyle küçük kazaların olma riski kalmaz, değil mi? | Open Subtitles | هكذا لن نخاطر بمثل هذه الحوادث الصغيرة، أليس كذلك؟ |
| Böylece, hiçkimse onunla dalga geçmez ve biz de hâlâ, gidip tatlı patates böreklerimizi alabiliriz. | Open Subtitles | هكذا لن يسخر أجد منها و نحن سنتمكن من الذهاب الى فطيرة البطاطس الحلوة |
| Biliyorum! Gelecek yıl Darcy'lere davetiyem Böylece uçup gitti. | Open Subtitles | أعلم هكذا لن أذهب إلى حفلة عائلة دارسى العام القادم |
| Hadi bara gidelim Böylece garsonu beklemek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | فلنذهب لطاولة الشرب هكذا لن نضطر لانتظار النادلة |
| Benim evime gidebiliriz Böylece barmeni beklemek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | أو بوسعنا الذهاب لمنزلي هكذا لن نسمع الساقي |
| Neden gelmemeyi denemiyorsun, Böylece yürümek zorunda kalmazsın? | Open Subtitles | ما رأيك بألا تذهب؟ هكذا لن تضطر إلى المشي البتة |
| Böylece, çekirdeği kapatıp, hiperuzaya atlamak sadece birkaç saniye sürecektir. | Open Subtitles | هكذا لن يأخذ مني إغلاق الحاسوب والانتقال للفضاء الفوقي سوى بعض ثواني |
| Böylece yataktan inmek ya da yatağa yatmak için ekstra güç harcamana gerek kalmadı. | Open Subtitles | رأيت، هكذا لن تضطرّ لبذل جهد عند الدّخول أو الخروج منه. |
| Böylece her seferinde zırt pırt izin almama gerek kalmıyor. | Open Subtitles | هكذا لن أضطرّ لطلب إذن كلّما وددت فعل شيء. |
| Isbirligi yap tatlim. Böylece kimseye zarar gelmez. | Open Subtitles | تعاون فحسب يا عزيزي هكذا لن يتأذى أي أحد |
| Böylece bir daha kimse senin için merminin önüne atlamaz. | Open Subtitles | هكذا لن يضطر أحد لتلقّي رصاصة عنك مجددًا. |
| Öyle mi? Güzel. Böylece yorulmaz. | Open Subtitles | حقا هذا جيد هكذا لن يشعر بالتعب |
| Böylece yanlışlıkla kimse vurulmayacak. | Open Subtitles | سوف تشعر بالأمان لكن هكذا لن يتأذى أحد |
| böyle koşturmakla hiçbir şey elde edemezsin. Soğukkanlı olmalısın. | Open Subtitles | الجرى هكذا لن يحقق أى غرض فكر بعقل هادىء |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 