Benim endişem, bombayı yapan kişiyi anlayacak parmak izi bulamaman. | Open Subtitles | وهذا مايمكن أن يعوق عملية التشريح، همي هو أن تجد أدلة تعقب كافية يمكننا من خلالها التعرف على توقيع صانع القنابل. |
Şu anda, tek endişem,Başkanın emniyet ve güvenliği olmalı. | Open Subtitles | في الوقت الحالي همي الوحيد هو المحافظة على سلامة وأمن الرئيس. |
Tek endişem, nasıl tanıştığımızı torunlarımıza anlatırken gerçeği, nasıl masum bir kisve altında saklayacağımız. | Open Subtitles | همي الوحيد هو كيف سنلطف هذا عندما نخبر أحفادنا كيف نحن ألتقينا |
En büyük endişem tükenmişlik ve tamamen sıçmış durumdayım. | Open Subtitles | همي الأكبر هو الإجهاد, فأنا مُدَمَّرٌ كلياً. |
Benim tek endişem etraftaki bu dedikodular. Bunlar bana zarar verebilir. | Open Subtitles | حسناً، همي الوحيد هي الشائعات، يُمكنها أن تضر فرصي |
Bu noktada en büyük endişem bu. | Open Subtitles | هذا همي الأول في المقام الحالي. |
Benim endişem Memur Brass'ın biletimi alıp almadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | همي هوَ أني لا أعرِف فيما كانَ الضابط (براس) قَد اشترى البطاقَة لي |
Benim asıl endişem birine güven olurdu. | Open Subtitles | -لكن همي الأول سيكون الثقة . |
Esas endişem cesedi Almanya'da mumyalamaları. | Open Subtitles | همي الرئيسي... |