Kılıcı kullanırken öfkeye kapılıp, kendini kaybettiğin her anda onlar da öfkeye kapılacak. | Open Subtitles | كلّ مرّة تستعمل السيف و تسلم نفسك إلى غضبك هم أيضا يكونو كذلك |
onlar da! Dakika başı, yeni bir vukuat yaşıyorum. | Open Subtitles | هم أيضا, كل ساعتين تأتي زمرة مختلفة لعينه و يضربوني |
Belki onlar da yıl boyunca acı çekmişlerdir. | Open Subtitles | ربما أنهم عانوا الـ 20 عاما ً الماضية هم أيضا ً |
Demek istiyorum ki, yapacakları en küçük bir harekette... onların da çalışmaları yasaklanır. | Open Subtitles | أعني أنه في حالة قيامهم بأبسط تحرك سيتم منعهم هم أيضا من العمل |
...ve onların da haklarında söylediğim kötü şeyleri unutmalarını diliyorum. | Open Subtitles | و أتمنى أن ينسوا هم أيضا ً ما قلته عنهم |
Şu an, diğer liderlerin hakkımda söyledikleri, tüm kötü şeyleri unutuyorum ve onların da haklarında söylediğim kötü şeyleri unutmalarını diliyorum. | Open Subtitles | .. و لقد تناسيت كل سيئة قالوها القادة عني و أتمنى أن ينسوا هم أيضا ً ما قلته عنهم |
Aynı zamanda onlar da yağmurdan zarar görmüşler. | Open Subtitles | عبر البحيرة، كان هم أيضا أضرارالمياهمن المطر. |
Eh, onlar da bir kaç şey aldılar. | Open Subtitles | .حسنا، هم أيضا حصلوا على أشياء قليلة أيضا |
onlar da bizim gibi, ikinci bir şansı hak ediyorlar. | Open Subtitles | أطفال مثلنا، هم أيضا يستحقون فرصةً ثانية |
Bu tür müziği seversen, harika CD'lerim var, ama onlar da evimde. | Open Subtitles | إذا كنت تحبين هذا النوع من الموسيقى .عندىبعضالسيديهاتالرائعه,ولكن. هم أيضا فى شقتى. . |
Ben de sarhoştum onlar da sarhoştu. | Open Subtitles | نعم, و هم أيضا. |
onlar da ABD'deler mi? | Open Subtitles | هم أيضا في الولايات؟ |
Ben düşmanınız değilim Cass onlar da öyle. | Open Subtitles | أنا لست العدو، يا (كاس) و هم أيضا ليسوا العدو آرون؟ |
onlar da seni özledi. | Open Subtitles | هم أيضا إشتاقوا لك |
onların da arama izni var... Tanrıdan aldıkları izin. | Open Subtitles | هم أيضا لديهم مذكرة، مذكرة من الإله، إنهم مستعدون للموت |
onların da dünyanın sürdürülebilirliği için yapılan savaşı kazanmaya yardım edebilecek doğal kaynakları var, ama onlar yatırım yapma kabiliyetine sahip olmayabilirler. | TED | هم أيضا لديهم الموارد الطبيعية التي يمكن أن تساعدهم في أن يفوز العالم في معركة الاستدامة. ولكن يجوز أن لا تتوفر لهم القابلية على الاستثمار فيها الآن، |
onların da nerede olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | ماعدا أنت لا تعرف أين هم أيضا |