Bugünlerde her şey olabilir ama Onlar hala ortalıkta alışveriş yapıyorlar. | Open Subtitles | الهنود فقط هم الذين يذهبون إلى كل مكان ومعهم أغراض منزلية |
Yaklaşık 1900 MHz. Hattın ucunda dinleyenler Onlar değil mi? | Open Subtitles | قوتها 1900 ميغا هرتز، هل هذا هم الذين يستمعون لنا؟ |
Ne olursa olsun, saldırının ardında Onlar olsun veya olmasın, | Open Subtitles | بغض النظر إن كانوا هم الذين خلف الهجوم أم لا |
- Neyi? Savaş için ilk gönüllü olanlar, bu ülkenin iyi davranmadıklarıdır. | Open Subtitles | اول من دخلو هذة البلد من الجنود هم الذين لم يكونوا مدربين جيدا |
İyi doktorlar hep gelip gitmiştir, ama büyük olanlar her zaman, bilimin sınırlarının ötesini görmüştür, bilinenin ötesini. | Open Subtitles | الأطباء البارعون يأتون ويرحلون لكن العظماء فقط هم الذين يروا ما خلف حدود العلم خلف المعلوم |
Bu organizasyondaki neredeyse bütün yükün ve tüm insanların en alttakiler olduğuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Tamam mı? | TED | وتقريباً أكبر عدد من العاملين في العصابة هم الذين في الأسفل. تماماً كمكدونلدز. |
Bu kişiler seslerini sonradan kaybeden insanlardı. | TED | هؤلاء هم الذين فقدوا أصواتهم بعد ذلك خلال حياتهم. |
Çünkü tabii ki sizin videonuzu izleyenler sadece ufacık çocuklar, Onlar ne biliyorlar ki? | TED | لأن بالطبع الصغار فقط هم الذين يشاهدون الفيديو الخاص بك، وماذا يعرفون بحق الجحيم؟ |
Zincire vurulması gereken Onlar, ben değilim! | Open Subtitles | هم الذين يجب ان يقيدوا بالسلاسل و ليس انا |
Sen nereye gidersen Onlar da seninle geliyor. Sanki kendi kendilerineymiş gibi. | Open Subtitles | هم الذين ينقلونك بالأرجاء طوال الوقت بمفردهم |
Beni Onlar hayatta tutuyor. Onları dışarı mı çıkartayım? | Open Subtitles | هم الذين يحافظون على حياتى وتطلب منى إخراجهم؟ |
Beni Onlar hayatta tutuyor. Onları dışarı mı çıkartayım? | Open Subtitles | هم الذين يحافظون على حياتى وتطلب منى إخراجهم؟ |
Söylemeye çalıştığım şey şu adalet isteyenler, Onlar ödülsüz kalmayacak. | Open Subtitles | من منكم جائع للعدل هؤلاء هم الذين سوف يباركوا |
Bazen arkadaşın bile değildirler. Kararı Onlar verirler. | Open Subtitles | وأحياناً لا يكونون أصدقائك، وإنما هم الذين قرروا ذلك |
Seçilmemden sonra benimle olanlar sıranın sonlarındalar. | Open Subtitles | أولئك هم الذين معي بعد الإنتخابات وهم في الجزء الخلفي من خط المرمى |
Ve bana karşı olanlar toprağa gömülmüş durumdalar. | Open Subtitles | وأولئك هم الذين ضدي ينفظون الغبار من على الارض |
Ve sona erdiğinde ayakta duranlar, hayatta kalmaya ihtiyacı olanlar olacak. | Open Subtitles | فترة كسادت سادت أمريكا والناس الوحيدون الذين سوف يظلون باقين في نهايته هم الذين يفعلون ما يلزمهم للنجاة |
Pompadan su içen insanların artan bir oranla hastalandığını buldu. | TED | وعلى ضوءها تأكد سنو من أن الأشخاص اللذين شربوا من مياه المضخة هم الذين إصيبوا بالمرض. |
Siz peygamberler ve rahipler, insanların korkusundan yararlanmak için bu tanrıları yaptınız. | Open Subtitles | الأنبياء و الكهنه هم الذين يصنعون الآلهه التى ربما تقع فريسه لمخاوف البشر |
Siz peygamberler ve rahipler, insanların korkusundan yararlanmak için bu Tanrıları yaptınız. | Open Subtitles | الأنبياء و الكهنه هم الذين يصنعون الآلهه التى ربما تقع فريسه لمخاوف البشر |
sahip olduğunuz kontrol grubu -- ve bunlar koçluk almayan kişiler -- ölçtüğümüz 18 temel uygulamanın yalnızca üçte birine ulaştılar. | TED | في مجموعة التحكم التي لديكم ــ وهؤلاء هم الذين لم يحصلوا على التدريب ــ لقد طبقوا فقط ثلث من ١٨ إجراء أساسي كنا نقيسه. |