Yeni topraklar yeni vergi demektir, ve onlardan Zaten Fransa'daki savaştan dolayı vergi alındı. Öyle mi? | Open Subtitles | أراضى جديدة معناها ضرائب جديده و هم بالفعل دفعوا ضرائب لحرب فى فرنسا. |
Zaten burada hiç bir işe yaramadığımı düşünüyorlar. | Open Subtitles | هم بالفعل يعتقدون اني المهرج هنا، هل تعلم؟ |
Adamlarım Zaten bakıyorlar. Şu anda olay mahallinde çalışıyorlar. | Open Subtitles | بلدي الرجال هم بالفعل هناك، العمل على الساحة الآن. |
Çünkü erkek çocuklar Zaten iş kapma yolundalar. | Open Subtitles | لأنّ الأولاد هم بالفعل على المسار الصحيح للحصول على كلّ الوظائف الجيّدة |
Pasif gücün büyümesi için başlıca eksik olan şeyin Filistin halkının pasif gücü benimsemeye başlaması değil, fakat bizim Zaten benimsemiş olan insanlara dikkatimizi vermeye başlamamız olduğuna inanıyorum. | TED | وأعتقد أن ما هو مفقود في الغالب للاعنف لينمو ليس للفلسطينيين لبدء اعتماد اللاعنف ، ولكن بالنسبة لنا للبدء في دفع الاهتمام لأولئك الذين هم بالفعل يمارسون اللاعنف. |
- Zaten peşinizdeler. | Open Subtitles | , هم بالفعل يلاحقونك . بحق السماء |
Çünkü Gölgeler Dünyası'yla ilgili söylediklerin doğruysa onlar Zaten tehlikede ve eve gidip onları korumam gerekiyor. | Open Subtitles | - نعم لأنه إذا كان كل شيء قلته صحيحا حول عالم الظل هم بالفعل في خطر، وأنا أحتاج إلى أن أكون في المنزل لحمايتهم |
Onlar Zaten danışılmıştır. | Open Subtitles | هم بالفعل نضجوا وأصبحوا مرشدي أنفسهم |
Yani şu an, Zaten o ormanlarda bulunan ve var olan bağlantıyı hem kullanıp hem geliştirebilecek insanları kullanabileceğimiz ve dünyanın her yerinden, sahiplerinin deyim yerindeyse sonraki hayatlarında da işe yaramasını dileyerek bize yolladıkları eski telefonlardan oluşan bir sistemiz var. | TED | في الواقع ما لدينا الآن هو نظام حيث يمكننا استخدام الناس على الأرض، الناس الذين هم بالفعل هناك، الذين يستطيعون تحسين واستخدام شبكة التواصل القائمة، نستخدم الآن الهواتف القديمة التي يرسلها الناس من جميع أنحاء العالم والذين يريدون أن تقوم هواتفهم بشيء آخر في حياتها الأخرى. إن صح التعبير. |
Herkes Zaten ölmüş. | Open Subtitles | وكل من هنا هم بالفعل أموات |
Heh, evet, Zaten güldüler. | Open Subtitles | نعم، هم بالفعل ضحكوا. |
Zaten bizi tanımıyorlar ki. | Open Subtitles | هم بالفعل لا يعرفوننا |
Zaten rozetlerimizi alacaklar. | Open Subtitles | هم بالفعل يريدون سحب شاراتنا. |
Lizzy'i geri getirdiler Zaten. | Open Subtitles | هم بالفعل أعادوا ليزي للحياة |
Herifler bizim Yanbianlı olduğumuzu Zaten biliyor! | Open Subtitles | هم بالفعل يعرفون بأنّنا "يانبيان"! |
Sadece ben aldım Zaten. | Open Subtitles | هم بالفعل كذلك. |
Zaten kriz modundalar. | Open Subtitles | هم بالفعل في وضع الأزمة |
Halkım Zaten savaşta. | Open Subtitles | قومي هم بالفعل في حرب |
Zaten duvardalar. | Open Subtitles | هم بالفعل على الجدار. |
Bunu Zaten yapıyorlar. | Open Subtitles | هم بالفعل يقومون بهذا |