Yani, onlar... Bunu kullanamaz. | Open Subtitles | أقصد، هم هم لا يمكننهم الاستفادة من هذه المعلومة |
Ron, onlar kulübeni berbat ederken öylece dışarıda bekleyip hiçbir şey yapmayacak mısın? | Open Subtitles | رون , هل ترغب بالجلوس بالخارج معي وان لا نفعل شيئا بينما هم هم بالداخل يحولون كوخك الى نفاية ؟ |
Bak, anladığım kadarıyla onlar çok daha yaşlı ve eskiler. | Open Subtitles | أسمع , على حد علمي هم .. هم الأقدم , هم القدماء |
onlar, onlar mı? "onlar" dediğin zaman onları mı kastettin? | Open Subtitles | "هم, هم ؟ عندما تقول "هم فأنت تعنيهم بعينهم ؟ فهمت |
Evet , onlar , uh , lösemi bahsediyoruz . | Open Subtitles | حسنا,هم,هم يشكونا فى اصابته بسرطان الدم |
onlar... onlar oğlumu görmeme izin vermedi. | Open Subtitles | هم هم لا دعني أرى ه. |
onlar mı sen mi? onlar, onlar. Hayır, onlar yanlış duymuş. | Open Subtitles | -بل هم, هم, نعم, لا, لابد بأنهم مخطؤون |
onlar, onlar. Hayır, onlar yanlış duymuş. | Open Subtitles | -بل هم, هم, نعم, لا, لابد بأنهم مخطؤون |
EVET onlar. iSTE ORDAKiLER. | Open Subtitles | نعم، هم. هم. هم هناك. |
- Ve onlar geldiler. - "onlar" mı? | Open Subtitles | ثم جاؤوا هم هم ؟ |
onlar sadece kelepçe. | Open Subtitles | هم هم فقط أصفاد. |
O şeyin içine girdiler ve şimdi onlar, onlar! | Open Subtitles | لقد ذهبوا مع ذلك الشيء والآن هم ... هم |
onlar hayat kadını değil. | Open Subtitles | مومسات يكونوا لم هم هم |
- Bu onların müziği değil. - onlar mı? | Open Subtitles | اصواتهم لاتبدوا هم هم ؟ |
Çünkü hepsi altın olan onlar onlardı. | Open Subtitles | سيكوس هم هم مع كل الذهب. |
Bilirsin, onlar, onlar... | Open Subtitles | تعرف هم, هم ,هم, هم... .... |
Bu yüzden onlar ait oldukları yerde toprağın altındalar. | Open Subtitles | هم لم يؤمنوا ولذلك هم هم ... |
onlar... onlar hazır mı? | Open Subtitles | هل هم... هم مستعدون؟ |
Aslında, onlar ... bir küvet kadar büyük ... | Open Subtitles | {\ FS12 \ نقاط البيع (190257)} في الواقع، هم... هم كبير مثل حوض... |
onlar daha da kötüsü. | Open Subtitles | هم ... هم أسوأ من ذلك بكثير |