Niles'ın mutlu olması beni de mutlu ediyor ama bazı günler takındığı "köylü aşık" tavrı insanı çileden çıkartıyor. | Open Subtitles | بين الآخرين. إعتقدْني، لا أحد يُمكنُ أَنْ يَكُونَ أسعدَ للنيل. لكن هناك أيام عندما فعل قرويه العاشق الولهان |
Hepsine birden yetişemediğin bazı günler olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | عليكِ تقبل أن هناك أيام لا تستطيعين فعل كل شئ فيها |
Sonra dua diğer günler vardır var unutmak dua yaşam için merhamet yok. | Open Subtitles | ثم هناك أيام أخرى عندما تصلون الدعاء أن ننسى هناك لا رحمة للمعيشة. |
Bir atlı polisin, onun adamının ve sahip olmadığı arzuları aldığı nadir günler vardır. | Open Subtitles | هناك أيام نادرة حيث تنال الشرطية من هدفها وتتمنى لو لم يحدث ذلك |
Bir haftadan fazla ortalarda yoktum o günleri hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت هناك لأكثر من أسبوع. هناك أيام لا أتذكرها. |
Hafta boyunca çalışma fırsatı bulamadığımız birçok gün var. | Open Subtitles | هناك أيام كثيرة في الأسبوع حين لا نستطيع العمل |
İkisi arasında pek çok mutsuz gece bir o kadar da mutlu gün vardı. | Open Subtitles | " بينهما , كان هناك العديد من اليالي الحزينة " " كما كان هناك أيام سعيدة " |
Ama öyle günler vardı ki, hatta haftalar aslında aylar bile. | Open Subtitles | ولكن كانت هناك أيام وأسابيع أشهر في الحقيقة |
Ama... eğer bazı günler kafamda... canlandırdığım adamı gerçek bir insanla değiştirmeyi dilediğim günler olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. | Open Subtitles | لكنني سأكون كاذب لو لم أقول أنه كان هناك أيام كنت أتمنى أن أجعل الشخص الذي صنعته في عقلي |
Yemin ederim, bazı günler bütün gün yetişkin bir insan görmüyorum. | Open Subtitles | على محمل الجد، وأنا أشعر أن هناك أيام أقضي كل يوم دون رؤية شخص بالغ آخر. |
bazı günler o bakış öyle usandırıyor ki beni, zar zor nefes alabiliyorum. | Open Subtitles | هناك أيام تطاردني فيها تلك النظرة حتى بالكاد أتمكّن من التنفّس. |
bazı günler onları seversiniz bazı günler sevmezsiniz. | Open Subtitles | هناك أيام كنت أحبهم، وغيرها كنت دون وأبوس]؛ ر. |
bazı günler, 16 yaşımdayken nasıl biri olduğumu düşünüyorum... ve kürtaj yaptırmadığıma pişman oluyorum. | Open Subtitles | أُقسمُ، هناك أيام عندما أعتقد مَنْ أنا كُنْتُ في 16... ويَأْسفُ ل أنا ما كَانَ عِنْدي ذلك الإجهاضِ. |
Bu şekilde bir çocuk büyütemem. Gel buraya. Şüphesiz öyle günler vardır ki, baretinizi alıp denize fırlatasınız gelir. | Open Subtitles | أعني لن أجعل طفلاً يكبر هكذا بلا شك هناك أيام تريد أخذ خوذتك |
Baskı hissettiğiniz günler vardır. | Open Subtitles | إذا كان هناك أيام تشعر فيها بالضغطَ. |
Bir haftadan fazla ortalarda yoktum o günleri hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت هناك لأكثر من أسبوع. هناك أيام لا أتذكرها. |
Salı günleri çok çekişmeli tombala oyunlarımız olur orada. | Open Subtitles | لدينا منافسات "بينقو" شديدة هناك أيام الثلاثاء |
Daha birkaç gün var, hiçbir şey kesin değil ama gördüğümüz destekten ve ortaya çıkan tablodan çok memnunuz tabii. | Open Subtitles | لازال هناك أيام متبقية ونحن مسرورين بالدعم الذي نتلقاه |
Ve hala en yakın kasabaya bir gün var. | Open Subtitles | ومازال هناك أيام حتى نصل إلى أقرب بلدة |
İkisi arasında pek çok mutsuz gece bir o kadar da mutlu gün vardı. | Open Subtitles | " بينهما , كان هناك العديد من اليالي الحزينة " " كما كان هناك أيام سعيدة " |
* Öyle günler vardı ki, zalim olurdu güneş * | Open Subtitles | * كانت هناك أيام عندما الشمس * * كانت قاسية جداً * |