Onu geri almak için yapabileceği bir şey olup olmadığını soruyordu bana. | Open Subtitles | لقد سألني مراراً إن كان هناك أيّ شيءٍ يستطيع فعله ليعيدها. |
Başka bir şey yoksa devam edeceğim. | Open Subtitles | إذا لمْ يكن هناك أيّ شيءٍ آخر، فإنّي سأغادر. |
Sizin için yapabileceğim bir şey varsa lütfen istemekten çekinmeyin. | Open Subtitles | لو كان هناك أيّ شيءٍ أستطيع فعله لكم، فلا تتردّدوا في طرحه. |
Eğer yapabileceğim bir şey varsa demek istediğim, seni mutlu edebilmek için... | Open Subtitles | إذا كان هناك أيّ شيءٍ يمكنني القيام به لإسعادكِ. |
Demek istediğim şey eğer ki yapabileceğim bir şey varsa bana söylemen yeter. | Open Subtitles | كلّ ما أريد قوله، هو إذا هناك أيّ شيءٍ بمقدوري القيام بهِ، أعلميني فحسب. |
Hayatında hiç bir şey doğru gitmiyordu. | Open Subtitles | لمْ يكن هناك أيّ شيءٍ يسير بصوابٍ له، بإمكاني الجزم أنّه كان يحتاج |
Sen "Başka bir şey var mı" diye sorunca cevap vermesi neden bu kadar uzun sürdü ki? | Open Subtitles | لمَ إستغرقت وقتاً طويلاً للردّ عليك عندما سألتها لو كان هناك أيّ شيءٍ آخر؟ \ |
Çıkaracak bir şey kalıp kalmadığını ve bu şeyin sana etkilerini bilmiyoruz | Open Subtitles | نحن لا نعرف لو كان هناك أيّ شيءٍ باقٍ لإستعادته، ولا نعرف ما يقوم به هذا الشيء إليك. |
- Yapabileceğim bir şey varsa haberim olsun. | Open Subtitles | ولو كان هناك أيّ شيءٍ يُمكنني القيام به للمُساعدة، |
Yapabileceğim başka bir şey varsa, haber verin. | Open Subtitles | اعلميني لو كان هناك أيّ شيءٍ آخر بإمكاني القيام به. |
Sana bir şey söyledi mi ya da olağan dışı bir şey yaptı mı? | Open Subtitles | أكان هناك أيّ شيءٍ قاله أو فعله جعلكِ تقلقين؟ |
Sana senelerdir öğrettiğim bir şey varsa, o da... Barney, gitti. | Open Subtitles | إذا كان هناك أيّ شيءٍ علمتك إياه طوال هذه السنين - بارني لقد غادر - |
Yardımcı olmak için yapabileceğim herhangi bir şey varsa söylemen yeter. | Open Subtitles | إن كان هناك أيّ شيءٍ بوسعي، فسأفعل. |
Yardımcı olabileceğim bir şey olursa... | Open Subtitles | لو كان هناك أيّ شيءٍ آخر بإمكاني فعله للمُساعدة... |
Ama eğer senin için yapabileceğim başka bir şey olursa işte numaram. | Open Subtitles | لكن... لو كان هناك أيّ شيءٍ آخر بإمكاني فعله لأجلك... إليك رقم هاتفي. |
Onunla ilgili sıradışı bir şey var mıydı? Endişeli veya başı belada gibi görünüyor muydu? | Open Subtitles | أكان هناك أيّ شيءٍ غير مألوف حوله؟ |
Araya girilecek bir şey yok... | Open Subtitles | ليس هناك أيّ شيءٍ ستتدخّل فيه. |
Ian, Marcy Victor'la olan ilişkisinin kayda değer bir şey olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | (إيان) لا يعتقد أنّ هناك أيّ شيءٍ هام حول علاقته مع (مارسي فيكتور). |
Başka bir şey yoksa eğer... | Open Subtitles | إذا لمْ يكن هناك أيّ شيءٍ آخر... |
Perez hakkında söyleyebileceğiniz başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أيّ شيءٍ آخر يُمكنكِ إخبارنا به حول (بيريز)؟ |