Boşuna polis gözetiminde değilsin. Seni öldürmek isteyen insanlar var. | Open Subtitles | أنتِ في الحبس الوقائي لسببٍ ما هناك أُناس يحاولون قتلكِ. |
Seni inciterek bana zarar vermek isteyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك أُناس بالخارج يريدون أيذائي عن طرق أيذائك |
- Anne, Amerika'yı sevmeyen insanlar var biliyor musun? | Open Subtitles | أمي.. هل تعرفين أن هناك أُناس لا يحبون أمريكا؟ |
O konuda uzmanlaşmış başka insanlar var. | Open Subtitles | هناك أُناس اخرون مختصون في ذلك |
Fakat CTU'da bununla başa çıkabilecek başka insanlar da var. | Open Subtitles | ولكن هناك أُناس اّخرين في وحدة مكافحة الإرهاب يُمكنهم تولي هذا |
Mesele şu: Sana bel bağlamış insanlar var. | Open Subtitles | المقصد هو، أن هناك أُناس يعتمدون عليك |
Orada insanlar var. | Open Subtitles | هناك أُناس بالأعلى |
Yapmak zorundasın. Burada iyi insanlar var. | Open Subtitles | هناك أُناس صالحون هنا. |
Fakat CTU'da bununla başa çıkabilecek başka insanlar da var. | Open Subtitles | ولكن هناك أُناس اّخرين في وحدة مكافحة الإرهاب يُمكنهم تولي هذا |
Öyle görünmediğini biliyorum ama dışarıda hala dürüst insanlar da var. Tamam mı? | Open Subtitles | الأمر لا يبدو جيّداً، لكن مازال هناك أُناس شرفاء في المدينة. |