derim. Bir odaya giriyorsunuz ve orada aynı okulda okuduğunuz, aynı sporla uğraştığınız birisi varsa, Büyük ihtimalle o kişiye yardım etmek isteyeceksinizdir. | TED | أو تدخل غرفة و تجد شخصاً كان معك في المدرسة، وتلعبان نفس الرياضة، هناك احتمال كبير أن ترغب بمساعدة هذا الشخص. |
Ve dolayısıyla su bulunuyor ki bu da canlı hayatının Büyük ihtimalle var olduğunu gösteriyor. | TED | لذا فإن هناك مياه ، وبالتالي هناك احتمال كبير بوجود فرص للحياة كالتي لدينا. |
Bir erkekle başarılı bir ilişkinin olmaması, tüm aileden sorumlu olmak ve şimdi de bu Büyülü olma işi yüzünden Büyük ihtimalle genç yaşta ölmek. | Open Subtitles | ليس لديّ علاقة ناجحة بالرجال، أصبحت المسؤولة عن العائلة والآن، بعد أن أصبحت، مسحورة، هناك احتمال كبير بأن أموت في شبابي وكأنّ التاريخ يُعيد نفسه |
Supergirl'ün güçleri şu ana dek geri gelmediyse asla geri gelmeme ihtimali var. | Open Subtitles | ان لم تستعيد سوبر جيرل قواه حتي الان هناك احتمال كبير انها لن تستعيدها ابدا وهذا يعني |
Peşinde birilerinin olma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير أنك مستهدف |
Ancak bir filme özenilerek yapılan tüm açık hava etkinliklerinde hastanelik olma ihtimali daima oldukça yüksektir. | Open Subtitles | ومع ذلك، لا يزال هناك احتمال كبير من أن أي نشاط خارجي تحفزه مشاهدة فيلم... من المحتمل أن ينتهي بحالة تدخلكم المستشفى. |
Sanırım büyük bir ihtimal var. | Open Subtitles | اتعرف .. اعتقد ان هناك احتمال كبير اني لازلت افعل |
Büyük ihtimalle saldırgan yeni kurbanını bulmak için bu markete gelecek. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير جداً أن المعتدي المطلوب سوف يتردد عليه للبحث عن ضحيته التالية |
Büyük ihtimalle çizimleri bıraktığı yerde tuzaklar olacaktır. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير أنه سيضع الأفخاخ في مكان وضعه للمخططات |
Büyük ihtimalle nişanlılığımız yürümeyecek, değil mi? | Open Subtitles | هناك احتمال كبير الا تنجح خطوبتنا أليس كذلك ؟ |
Büyük ihtimalle daha kapının önünde bizi öldürmeyi deneyeceklerdir. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير بأنهم سيحاولون قتلنا عند البوابة تحديدا. |
"Eğer bir gün bir kadına aşık olursanız hayatınızı Büyük ihtimalle onunla geçirmeyeceksiniz." | Open Subtitles | اذا وقعت يوماً ما في حب امرأة هناك احتمال كبير أنك لن تقضي بقية حياتك معها |
Bence, Büyük ihtimalle sürücünün ehliyetini soracak ve farlarını açmasını söyleyerek gitmesine izin verecekti. | Open Subtitles | أظن أن هناك احتمال كبير إلى حد ما... أنه كان سيتفقد رخصة السائق... ويخبره أن يضيء الأنوار الأمامية, ويترك الرجل وشأنه. |
Çok Büyük ihtimalle katiliniz bir Budist. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير جداً أن قاتلكم بوذي |
Mueller'ın Şikago saldırısından sorumlu olmama ihtimali var. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير بأن (ميولر) لم يكُن وراء الهجوم في "شيكاغو" |
Ancak bir filme özenilerek yapılan tüm açık hava etkinliklerinde hastanelik olma ihtimali daima oldukça yüksektir. | Open Subtitles | ومع ذلك، لا يزال هناك احتمال كبير من أن أي نشاط خارجي تحفزه مشاهدة فيلم... من المحتمل أن ينتهي بحالة تدخلكم المستشفى. |
Senatör Palmer'ın hayatının hâlâ tehlikede olması büyük bir ihtimal ama birçok alanda önemli ilerlemeler kaydediyoruz. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير ان "بالمير" مازال فى خطر و لكننا سننجز العمل على عده وجهات |