Oh, Tanrım, masada bir leke var. | Open Subtitles | يا الهى, هناك بقعة على المنضدة |
- Arka tarafta kırmızı bir leke var. | Open Subtitles | هناك بقعة حمراء صغيرة على الجانب الاخر |
Ama bu seferkinde kör bir nokta var. | Open Subtitles | لكن في هذه الحالة الخاصة، هناك بقعة عمياء |
Kasabada sadece bir nokta var. Ihtiyacımız olan vitese sahip olacak. | Open Subtitles | هناك بقعة واحدة فقط في المدينة التي سوف يكون العتاد نحن بحاجة. |
Yapacaktım, ama öteki tarafta spagetti lekesi var. | Open Subtitles | كنت سأفعل ، إلا أنه كانت هناك بقعة كبيرة من الإسباجيتي علي الجهة الآخري |
Bak şurada bir leke kalmış. | Open Subtitles | أوه، أرى ذلك، أجل، يبدو أن هناك بقعة موجودة هناك. |
Arkada bir yer var... saklanmak için çok güzel bir yer. | Open Subtitles | هناك ... هناك بقعة في ... خلفنا انها المكان المثالي لإخفاء. |
Kurbanın pantolonunda oldukça çok miktarda koyu renkli lekeler var. | Open Subtitles | هناك بقعة تشبع داكنة على سروال المشتبه به. |
Kurulan! Oh bekle, tam şurada başka bir leke var. Ah! | Open Subtitles | . لنجففك . أوه أنتظري , هناك بقعة أخرى هنا ! |
Tavanda tavşan şeklinde bir leke var. | Open Subtitles | هناك بقعة على السقف تبدُ مثل الأرنب |
Biliyorum! Ciğerlerimde bir leke var! | Open Subtitles | أعرف ذلك ، هناك بقعة على رئتي! |
İçinden bir sürü şey çıkan bir nokta var, bu nokta güneşin altındayken ısınıyor, arka tarafta kaldığında ise soğuyor. | TED | فمن الواضح أن هناك بقعة محددة تخرج منها كل هذه الأشياء؛ حيث تسخن تحت تأثير الشمس، ومن ثم تبرد عندما تصبح على الجانب الآخر. |
- Ortada kör bir nokta var. - Kör nokta mı? | Open Subtitles | هناك بقعة متخفية فى الوسط بقعة متخفية ؟ |
- Ortada kör bir nokta var. - Kör nokta mı? | Open Subtitles | هناك بقعة متخفية فى الوسط بقعة متخفية ؟ |
Duvarımda nem lekesi var ve oradan aşağı su damlıyor. | Open Subtitles | هناك بقعة رطبة في سقفي والماء يتسرب منها |
Neden koltuğumda kıç şeklinde bir boya lekesi var? | Open Subtitles | لماذا هناك بقعة دهان على شكل مؤخرة على الكنبة؟ |
Şurada hilal şeklinde bir su lekesi var. | Open Subtitles | هناك بقعة مياة بشكل هلال ..لذا |
Ne olursa olsun çıkaramayacağım bir leke olur. | Open Subtitles | لا يهم ما سيحصل، سيبقى هناك بقعة لا يمكن أن أغسلها. |
Keeley nereye gidiyormuş? 800 metre ilerde, gençlerin sevgilileriyle gittiği bir yer var. | Open Subtitles | لحوالي نصف ميل إلى الأمام هناك بقعة يستخدمها الأطفال المحليين |
Tatlım bu kravatın üstünde lekeler var. Bunu bugün giyemem. Chuck'la 10:30'da görüşmem var. | Open Subtitles | عزيزتى، هناك بقعة متّسخة عليها، لا يمكننى (ارتداءها اليوم، لدىّ موعد فى العاشرة مع (تشوك |
Evet, ceketinde leke vardı. Kırmızı bir leke. | Open Subtitles | نعم ، كانت هناك بقعة حمراء على السترة |