Mezun olduğum hastanede sadece işleri için yaşamış yaşlı hemşireler için yapılmış bir ev var. | Open Subtitles | في المستشفى التي أديت فيها امتحاني كان هناك بيت للممرضات كبيرات السن اللاتي عشن دائمًا ممرضات |
Bak, yaklaşık yarım mil sonra bir ev var, nehirin üstünde. | Open Subtitles | انظرى، هناك بيت يبعد نِصْفميلِأَوهوهناك فوقالنهرِ. |
Çömlekçiler sokağında buluştukları bir ev var. | Open Subtitles | هناك بيت فى طريق الخزافين يلتقون فيه |
Missy Cambell adındaki birinin adına kayıtlı Wilshire'da bir müstakil evi var, kızlık soyadı Jarvis. | Open Subtitles | هناك بيت من طابق و في منتصف ويلشاير ينتمى إلى واحدة ميسي كامبل - الاسم قبل الزواج جارفيس. |
Hiç beklemediğiniz bir yerde bir pişirme evi var. | Open Subtitles | هناك بيت طهي حيثُ لا تتوقعوه |
90 m. arkasında bir ağaç ev var. | Open Subtitles | خلفه بـ 100 ياردة هناك بيت شجرة |
İki mil ötede güvenli bir ev var. | Open Subtitles | هناك بيت آمن على بعد ميلين من هنا. |
Sunset Plaza'da bir ev var. | Open Subtitles | هناك بيت على ميدانِ بلازا |
Yakınlarda boş bir güvenli ev var. | Open Subtitles | هناك بيت آمن فارغ قريب. |
Orada seni bekleyen ağaçtan yapılmış eski bir ev var, Alfred. | Open Subtitles | هناك بيت شجرة قديم مُعلق هناك، بأنتظار قدومك يا (ألفريد). |
Perili ev var ya oldukça korkutucu olmalı. | Open Subtitles | هناك بيت الرعب |
Ben küçük bir çocukken tepenin hemen üstünde, aileme ait, boş bir ev vardı. | Open Subtitles | عندما كنت صبيا ، كان هناك بيت فارغ فقط أعلى التل من عائلتي. |
Nygma-Tech Kutusu olmayan bir ev yok denecek kadar az. | Open Subtitles | بالكاد هناك بيت خالي من علبة نيجما |
Hiç beklemediğiniz bir yerde bir pişirme evi var. | Open Subtitles | "هناك بيت طهي حيثُ لا يمكنكم توقعه" |