Bir şeyi kaybettiysen yatağın aItına bak. Hep orada çıkarIar. | Open Subtitles | إذا أضعتوا شيئاً، فابحثوا تحت الفراش، هناك توجد الأشياء الضائعة. |
Ptolomea'nın şimşeklerini geç Judecca çukurunun derinliklerine in orada onun iyi korunan ve sadece en güçlünün bir yol açabileceği buzlu koridoru var. | Open Subtitles | مرورا بعاصفة بتوليميا عبر حفرة في وسط جوديكا حيث هناك توجد حيطانه الجليدية المحمية |
Burası, beni kovdukları araba satış bayii. orada araba yıkardım. | Open Subtitles | هناك توجد السيارة التي طردت بسببها لقد كنت اغسل السيارات هناك |
Ve daha önce ziyaret ettiğim, biraz yalnız ve biraz soyutlanmış hisseden Libby adında küçük bir kasaba var. | TED | و هناك توجد بلدة صغيرة تدعى ليبي، والتي قمت بزيارتها، وتبعت إحساساً بالوحدة، منعزلة بعض الشيء. |
Bu işte çok para var aslında. | Open Subtitles | نعم، المطاعم العائلية هناك توجد النقود الكثيرة |
Seyyar bir hastane var orada, karın da orada. | Open Subtitles | ثمة مستشفى ميداني، هناك توجد زوجتك، اتفقنا ؟ |
orada bizim tıpatıp aynılarımız var. Karakterleri de sonsuz sayıda değişene göre çok yakın veya inanılmaz uzak olabilir. | Open Subtitles | هناك توجد نسخ مطابقة لنا وقد يماثلوننا أو يختلفوا عنا تمامًا |
Yoga, davul, aşçılık ve dikkatli beslenme derslerini orada veriyoruz. | Open Subtitles | هناك توجد غُرف اليوجا، صفوف الطبول صفوف الطبخ، ورش لعمل الأكل الصحي |
- Aşağıda olmalılar. - orada sadece kasetler var. | Open Subtitles | لابُد أنهم بالأسفل هناك - هناك توجد الأشرطة فقط - |
Alt kata giriş bul çünkü zindanlar orada olabilir. | Open Subtitles | ذلك لأن هناك توجد الزنزانة ... |
Alt kata giriş bul çünkü zindanlar orada olabilir. | Open Subtitles | ذلك لان هناك توجد الزنزانه ... |
Harita orada. | Open Subtitles | هناك توجد الخريطة. |
Biliyor musunuz, avcı kuşlar orada da var. | Open Subtitles | اتعلمين هناك توجد طيور جارحه |
Asıl lezzeti orada. | Open Subtitles | هناك توجد النكهة الحقيقية. |
Ailem orada bir yerlerde. | Open Subtitles | في مكانٍ ما هناك توجد عائلتي. |
Blood'ın madalyonu orada. | Open Subtitles | هناك توجد قلادة "بلود" |
Margo orada. Hem de hemen gitmelisin. | Open Subtitles | هناك توجد (مارغو)، عليكَ الذهاب الآن |
Şey, burada genç bir hanım var... bana şey demeye çalışıyor... | Open Subtitles | يوجد هناك توجد هنا فتاة شابة تحاول أن تخبرني أن |
Ama mayomu giydim ve havuzda da bir tane deniz kızı var. | Open Subtitles | لكن انا ارتديت ملابسي السباحه و هناك توجد حورية البحر في حوض السباحه |