Ancak nükleer patlamanın olduğu alan ve çevresinde yüz binlerce hayatı kurtarabilecek bilimsel olarak desteklenmiş bir plan var. | TED | لكن هناك خطة عمل مدعومة علمياً يمكن أن تُنقذ مئات الألوف من الأرواح في المنطقة المحيطة للإنفجار نووي. |
Hepimiz için yapılmış bir plan var, hepimiz bir şeyin parçasıyız... | Open Subtitles | هذا، بالنسبة لنا جميعا، هناك خطة ...لكل واحد منا يأتي ببعضها |
Plan falan yoktu! | Open Subtitles | لم يكن هناك خطة. |
Evet, deneyebileceğimiz bir "B" planı var mı diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أجل، أحاول أن أعرف إن كانت هناك خطة بديلة نستطيع تجربتها. |
Lockhart/Gardner'ın, dava yürütürken kanunları ihlal etmek gibi sistematik bir planı var mı? | Open Subtitles | لذلك نُحنُ نرفضُ بأدب هل هناك خطة منهجية في لوكهارت / جاردنر لخرق القانون عند متابعة القضايا؟ |
Aslında bir plan vardı. | Open Subtitles | في الحقيقة , كان هناك خطة كبيرة |
Her zamanki şekilde, kalıntıları yakarak. Harika. Başka bir planın var mı? | Open Subtitles | رائع , هل هناك خطة بديلة ؟ |
BÜTÜN BUNLARI DÜZELTMEK İÇİN BİR PLANIM VAR. Tamam, o iş üzerinde kal. | Open Subtitles | *هناك خطة لجعل كل هذا صحيحا* أجل هذا جيد |
bir planın olmadığını düşünmeye başlıyorum, eğer varsa bile en ufak bir fikrim yok. | Open Subtitles | لقد بدأت أعتقد بأنه ليس هناك خطة وإن كانت هناك ، فلن أشك بها أبداً |
Kongre Üyesi MacLeish'in hayatta kalması planlanmış. | Open Subtitles | كانت هناك خطة للحرص على نجاة (عضو الكونغرس (بيتر ماكليش |
Carli'yle bir plan var mıydı ki? | Open Subtitles | أوه, هل كانت هناك خطة مع كارلي؟ |
Demek istiyorum ki, bir plan var mı yoksa kafamıza göre bomba mı atıyoruz? | Open Subtitles | اعني هل كان هناك خطة ام اننا فقط نرتجل |
- Sanırım şimdi bir plan var? | Open Subtitles | لذا أَحْزرُ هناك خطة الآن؟ |
Sanırım hepimiz için bir plan var. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك خطة لنا جميعا |
- Jones da seviyor. Bunun bir yerinde bir plan var mı? | Open Subtitles | هل هناك خطة هنا في مكان ما ؟ |
Daha doğrusu istilacıları mağlup etmek için bir plan var. | Open Subtitles | أقصد، هناك... خطة لهزيمة الغزاة. |
Başka Plan falan yok. | Open Subtitles | ليست هناك خطة أخرى. |
Plan falan yok. Kimse bunu istemiyor. | Open Subtitles | ليست هناك خطة لا أحد يريد هذا |
O zaman ikinci bir B planı var. | Open Subtitles | حَسناً، هناك خطة بديلة للخطة البديلة |
Senin için bir planı var. | Open Subtitles | هناك خطة من أجلك |
İstilacıları mağlup etmek için bir plan vardı. | Open Subtitles | كانت هناك خطة لهزيمة الغزاة. |
Evet, bir planın var mı? | Open Subtitles | مثل، هل هناك خطة من أي نوع؟ |
BÜTÜN BUNLARI DÜZELTMEK İÇİN BİR PLANIM VAR. | Open Subtitles | * هناك خطة لجعل كل هذا صحيحاً * |
Biliyorsunuz, bu işteki tek plan hiç bir planın olmamasıdır. | Open Subtitles | في عملنا، الخطة الوحيدة هي أنه ليس هناك خطة |
Kongre Üyesi MacLeish'in hayatta kalması planlanmış. | Open Subtitles | كانت هناك خطة للحرص على نجاة (عضو الكونغرس (بيتر ماكليش |