ويكيبيديا

    "هناك سبباً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir nedeni
        
    • sebebi var
        
    • bir neden
        
    • bir sebep
        
    • bir sebebi
        
    • nedeni vardır
        
    • nedeni var
        
    • hiçbir sebeple
        
    Anissa'nın ağabeyinin hapiste olmasının iyi bir nedeni olduğunu düşünmek isterdim. TED كنت أود تصور أن هناك سبباً مقنعاً يبرر سَجنَ أخي أنيسا.
    Aslında bence bu miyopluğun Silikon Vadisi'nin olduğu yere yerleştirilmesinin bir nedeni var. TED وأعتقد بالفعل أن هناك سبباً لقصر النظر هذا في موقع وادي السيليكون نفسه.
    Ya bana âşıksın, ya da beni takip ettirmenin başka bir sebebi var. Open Subtitles موظفيك يلاحقونني. فإن لم تكوني معجبة بي، أعتقد أن هناك سبباً وجيهاً لذلك.
    Yazım beni buraya getirdi, ben söylüyorum hepsi, Bak, iyi bir neden olmasın lazım. Open Subtitles صحيح ، إنظري ، كل ما أقوله هو إذا كانت تعويذتك هي من أحضرني إلى هنا . فلابد أن هناك سبباً جيداً لهذا
    Ama bu işi sürdürmek için küçük bir sebep olduğunu anlamaya başladığımda... hala çok büyük bir şeyi paylaştığımız geldi aklıma. Open Subtitles وعندما ابدأ أشعر أنّ هناك سبباً صغيراً للاستمرار أتذكر أنّنا مازال لدينا شيء هام مشترك بيننا
    Umarım bu heriflerin hâlâ hayatta oluşunun geçerli bir nedeni vardır. Open Subtitles من الأفضل أن يكون هناك سبباً وجيهاً في أن هذين الأخوين ما زالوا أحياء
    Taslakları okumama izin vermemenin bir nedeni olduğunu biliyordum! Open Subtitles عرفتُ أنّ هناك سبباً يجعلكِ تمنعني من قراءة نسخة كتابك
    Taslakları okumama izin vermemenin bir nedeni olduğunu biliyordum! Open Subtitles عرفتُ أنّ هناك سبباً يجعلكِ تمنعني من قراءة نسخة كتابك
    Eminim acı çekmemizin iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles أنا متأكد أن هناك سبباً وجيهاً لهذه المعاناة
    Sihir gösterilerinde canlı fok balıkları görmüyorsan bir sebebi var demektir. Open Subtitles هناك سبباً لعدم رؤيتك فقمة بشكل حي في عرض سحري
    Sadece bir dakika yeter. Çünkü buraya gelmemin tek bir sebebi var. Open Subtitles سأحتاج لدقيقة واحدة فقط، لأنّ هناك سبباً واحداً فقط لمجيئي.
    Ya bana âşıksın, ya da beni takip ettirmenin başka bir sebebi var. Open Subtitles فإن لم تكوني معجبة بي، أعتقد أن هناك سبباً وجيهاً لذلك.
    Bazılarımız her zaman sadece savaşmanın yeterli olmadığını aynı zamanda uğruna savaşılacak bir neden olması gerektiğine inandı. Open Subtitles البعض منّا يرى بأنّ القتال ليس كافي يجب أنّ يكون هناك سبباً للقتال
    O sadece, evliliğinin neden iyi gitmediğine başka bir neden bulmaya çalışıyordu. Open Subtitles لكنّه ظنَّ بأنّ هناك سبباً لعدم نجاح زواجِنا
    Özel bir sebep olmadıkça kız arkadaşını rahat bırakmazlar. Open Subtitles دعنى أقابل فتاتك على انفراد إلا إذا كان هناك سبباً خاصاً يمنع ذلك
    Bu sefer de ona vermeyişinizin bir sebebi olmalı. Open Subtitles لابد أن هناك سبباً مقنعاً لعدم اهتمامه بها هذه المرة.
    Artık kimse kimseye, hiçbir sebeple savaş açmasın. Open Subtitles لا ليكن هناك سبباً ما لأحد أن .يقيم حرباً على أحد آخر بعد الآن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد