John, benim için yalnız bir erkek var. -Ama o sen değilsin. | Open Subtitles | جون , هناك شاب واحد مناسب لي و أنت لست هو |
John, benim için yalnız bir erkek var. -Ama o sen değilsin. | Open Subtitles | جون , هناك شاب واحد مناسب لي و أنت لست هو |
Ayrıca, dışarıda çiğ çiğ yiyebileceğim, seni soran sevimli sarışın biri var. | Open Subtitles | أيضاً، هناك شاب وسيم أشقر هنا في الخارج يسأل عنك الذي أنا على وشك أكله حياً. |
Hey, Gerry, 1960'lı yıllarda, Michigan Üniversitesinden mezun olan Genç bir adam vardı. | Open Subtitles | يا جيرى, فى حُقبة الستينات كان هناك شاب قد تخرج من جامعة متشيجان |
Bn. Langford, mutfakta sizi bekleyen Genç bir adam var. | Open Subtitles | سيدة لانجفورد ، هناك شاب ينتظرك في المطبخ |
Eğer seni tanıyorsam bu hikayenin sonunda bir erkek vardır. | Open Subtitles | حسنا , لو كنت اعرفك, هناك شاب في نهايه القصه. |
Bir varmış bir yokmuş, eskiden 10-11 yaşlarında bir çocuk varmış. | Open Subtitles | في قديم الزمان، كان هناك شاب في الـ10 أو الـ11 من العمر، |
Dün Jackson'da oynadık topa iyi vurabilen bir adamın olduğunu duyduk. | Open Subtitles | لعبنا في جكسون أمس سمعت أن هناك شاب يضرب الكرة جيدا |
Parti başlıyor ve dans etmek istediğim çok yakışıklı bir erkek var. | Open Subtitles | ان الحفلة ستبدأ و هناك شاب منظره جميل كنت أمل أن أرقص معه لذا |
John, benim için yalnız bir erkek var. -Ama o sen değilsin. -Hayır, kendini kısıtlama. | Open Subtitles | جون هناك شاب واحد مناسب لي و أنت لست هو |
John Tucker, benim için yalnız bir erkek var. | Open Subtitles | جون تاكر , هناك شاب واحد مناسب لي |
John, benim için yalnız bir erkek var. -Ama o sen değilsin. | Open Subtitles | جون هناك شاب واحد مناسب لي و أنت لست هو |
Şurada hoş görünümlü gençten biri var. | Open Subtitles | لدينا هناك شاب حسن المظهر. |
İşyerinde Bob isminde biri var, çok seveceksin. İnsan kaynakları bölümünde, çok başarılıdır. | Open Subtitles | هناك شاب رائع اسمه (بوب) ستحبينه يعمل لدينا في الشؤون الاجتماعية |
Kapıda senin için biri var. | Open Subtitles | هناك شاب على الباب يسأل عنك |
Genç bir adam zili çaldı, telefon etmek istedi. | Open Subtitles | هناك شاب طرق علي الباب منذ قليل وطلب استخدام الهاتف |
Genç bir adam zili çaldı, telefon etmek istedi. | Open Subtitles | هناك شاب طرق على منذ قليل وطلب استخدام الهاتف |
Yaklaşık 25 yıl önce Alpler'de tek başına kayak yapmaya giden Genç bir adam varmış. | Open Subtitles | قبل 25 عاما مضت كان هناك شاب يافع ذهب للتزلج وحيداً على جبال الألب |
Orda senin telaşlı kişiliğini memnuniyetle seven bir adam var. | Open Subtitles | هناك شاب يحب طبيعتكِ المبهجه المندفعه |
Büyüklere bir şey söylemeyi isteyen Genç bir adam var. | Open Subtitles | هناك شاب يريد أن يتحدث مع الشيوخ. |
Görevde bir çocuk var... Jake Preston: pilotlardan biri. | Open Subtitles | هناك شاب في المهمة أحد الطيارين |
Ne yani, Pittsburg'da bir saati delen bir adamın bir tür gizli süper güçleri olduğuna inanması mı bekliyor? | Open Subtitles | اذا هو يعتقد بأنه سيكون هناك شاب في بيتسبيرغ يقوم بالتخريب و يمتلك قدرة خارقة ؟ |
Ve karınızla birlikte boğulan Stephen Burkett'ın tarifine uyan genç bir adamı. | Open Subtitles | حيث كان هناك شاب بمواصفات ستيفين بوركيت الذي تم تقييده كغريق في ذات اليوم الذي كانت زوجتك قد ... |