"هناك شخص واحد فقط" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tek bir kişi var
• tek kişi var
• sadece bir kişi
• bir kişi vardı
• bir kişi kalmıştı
• sadece bir tek kişi

Tüm bunlardan geriye hayatta kalan tek bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط الذي يبدو انه على قيد الحياة

Bu odada bulunanların dışında... sizi bu boktan durumla ilişkilendirebilecek tek bir kişi var.
وغيرنا نحن في هذه الغرفة هناك شخص واحد فقط حقا الذي يمكن أن يربطك بهذه الغلطة

Bunu engelleyebilecek tek kişi var.
.انا مضطر ان اجرحك هناك شخص واحد فقط .الذى يمكنه ان يوقف ذلك

Bu şekilde, sadece bir kişi görevin tam kapsamını biliyor olacak.
بهذه الطريقة، سيكون هناك شخص واحد فقط يعرف تفاصيل المهمة بأكملها.

Orda yukardayken, öleceğimi sanıyordum, ama aklımda yanlızca bir kişi vardı.
عندما كنت بالأعلى هناك, و اعتقدت أننيّ كنت على وشك أن أموت, كان هناك شخص واحد فقط , كنت أفكر به.

Bize yardım edebilecek bir kişi kalmıştı.
هناك شخص واحد فقط يمكن أن ينقذنا الآن

Gerçekten çok üzgünüm tatlım fakat o an, o elbiseyi gördüm ve biliyordum ki yeryüzünde sadece bir tek kişi onu giyebilirdi;
أشعر بالأسف العميق لأنني في تلك اللحظة عندما رأيت الثوب وأعلم أن هناك شخص واحد فقط في هذا العالم الذي يُمكنه أن يرتديه

Bu idamı durdurabilecek tek bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط يمكنه إيقاف حكم الإعدام

İnsanlar üzerinde bu tarz etki bırakan tek bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط لديه هذا الأثر الفريد على الناس

Zarfın bende olduğunu, nerede olabileceğini bilen tek bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط كان على علم انها معى .قد يعلم اين هى

Benden midesi bulanabilecek tek bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط يمكنه أنْ يُصاب بالغثيان مني.

- Syd'in odasına gittiğine emin olduğumuz tek bir kişi var.
كان هناك شخص واحد فقط ونحن نعرف للتأكد من أن ذهبت في غرفة سيد ل.

Sana yardım edebilecek sadece tek bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط الذين يمكن أن تساعدك الآن.

Bakın Bay Bauer, bu iş için suçlamanız gereken tek kişi var.
هناك شخص واحد فقط يجب أن تستخلصي منه المعلومات

Bu tür bir ödeşmeyi sağlayabilecek tek kişi var.
سوف يكون هناك شخص واحد فقط لتوفير هذا النوع من الاسترداد.

Bu soruyu cevaplayabilecek tek kişi var.
هناك شخص واحد فقط بأمكانه أن يحصل لنا على هذا الجواب

sadece bir kişi, uçağımıza bomba yerleştirecek kadar zalim olabilir.
هناك شخص واحد فقط متحجر قلب بما يكفي ليضع القنبلة في طائرتنا.

Tüm okulda beni tanıyan sadece bir kişi var.
هناك شخص واحد فقط بكل هذه المدرسة يعرفني

Doğrusu, oyun konusunda beni her zaman destekleyen sadece bir kişi vardı.
في الواقع، كان هناك شخص واحد فقط التي كانت دائما جدا داعمة لي القمار.

Acapulco'ya vardığımızda geriye bir kişi kalmıştı.
(عندما وصلنا إلى (أكابولكو كان هناك شخص واحد فقط

Endişelenmesi gereken, sadece bir tek kişi var.
هناك شخص واحد فقط يجب أن يكون قلقاً