Ama yeni bir şey yaklaşmakta ve ondan kaçışım yok. | Open Subtitles | لكن هناك شيء جديد يدنو و لا يمكنني الهروب منه |
Bu şey oldukça yeni bir şey, ...bu yüzden oldukça etkileneceksiniz. | Open Subtitles | الآن هناك شيء جديد كليًا، وسوف تعجبون به حقًا |
Son iki kurban gibi kanı boşaltılmış ama bunda yeni bir şey var. | Open Subtitles | لقد تم تصفية دمها كالضحيتين الاخريتين لكن هناك شيء جديد |
Her gün yeni bir şey oluyor. | Open Subtitles | هناك شيء جديد في كل يوم. جديد في كل يوم، واليوم ملصقات. |
"Antisemitizm yeni bir şey değildi." | Open Subtitles | ليس هناك شيء جديد في معاداة الساميّة |
"Ama 'kadın özgürlüğü' denilen yeni bir şey var artık." | Open Subtitles | لكن هناك شيء جديد يُدعي حرية المرأة |
Bilemiyorum. Her gün, yeni bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | لا أعرف كل يوم , هناك شيء جديد |
Sayın Yargıç, ortada yeni bir şey yok. | Open Subtitles | يا سيادة القاضي, ليس هناك شيء جديد هنا |
Sayın Yargıç, ortada yeni bir şey yok. | Open Subtitles | يا سيادة القاضي, ليس هناك شيء جديد هنا |
Ama bu sefer yeni bir şey daha vardı. | Open Subtitles | إنّما كان هناك شيء جديد هذه المرّة السيف... |
Elbette böyle köşeler yeni bir şey değil ama Amerika'da çok popüler. | Open Subtitles | ليس هناك شيء جديد في عمود الشكاوي بالطبع لكنها محبوبة جداً في (أمريكا) |
- Hayır, yeni bir şey yok. | Open Subtitles | -لا، ليس هناك شيء جديد |