Pin kodumda bir sorun var. Tekrar ayarlama yapabilir misiniz? | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ مع رقمي السرّي أيمكنك إعادة تعيينه لأجلي؟ |
Sizi telaşlandırmak istemem ama ordövrlerde bir sorun var. | Open Subtitles | أنا لا أَقْصدُ إقْلاقك، لكن هناك شيء خاطئ بالمشهّي. |
Odadaki en az züppe insanlar biz olunca Bir şeyler yanlış gidiyor. | Open Subtitles | عندما يكون في الغرفة أناسا أقل تكبراً هناك شيء خاطئ بالغرفة |
Hukuk ve avukatlar ile ilgili Bir şeyler ters gitti. | TED | هناك شيء خاطئ فيما يتعلق بالقانون والمحامين. |
Anne saksafonumda bir gariplik var. | Open Subtitles | أمى، هناك شيء خاطئ بآله الساكس. |
Fakat altında yatan varsayım aynıdır: Onlarla ilgili yanlış bir şeyler var. | TED | ولكن الافتراض الأساسي هو نفسه: هناك شيء خاطئ فيهم. |
Bu notta Bir terslik var. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ بهذه المُلاحظةِ. |
Benimle ilgili Bir sorun mu var? Sanırım bu yıl normalden daha zor. | Open Subtitles | هل هناك شيء خاطئ بي ؟ أعتقد أن هذه السنة فقط تبدو أصعب من المعتاد . |
Bu kapı açık olmamalı. bir sorun var. | Open Subtitles | هذا الباب لا يجب أن يكون مفتوح هناك شيء خاطئ |
Kızımı soruyorsan, bir sorun var demektir. | Open Subtitles | أنت تسألني عن طفلتي لا بد أن هناك شيء خاطئ. |
Bunu söylemek benim için çok zor ama onda bir sorun var Burt. | Open Subtitles | هي آلام ي لقَول هذا، لكن هناك شيء خاطئ مَعه، بيرت. |
Tekrar ararmısınız görüntüde bir sorun var çünkü. | Open Subtitles | يمكنك الاتصال مرة أخرى ، هناك شيء خاطئ مع الصورة. |
Eger bunu sevmiyorsan sende bir sorun var demektir. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحب ذلك، هناك شيء خاطئ مع لك. |
Bir şeyler yanlış. Neden onu vurmak istediler ki? | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ لماذا يريدون أن يقتلوه ؟ |
Bir şeyler yanlış gidiyor. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ من المؤكد أنهم توقفوا |
Bir şeyler ters gitti ve telefon açmak istedi. | Open Subtitles | كان هناك شيء خاطئ و لقد تكلم على الهاتف بشكل مسموع |
Bu çocukta bir gariplik var. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ بذلك الولد |
Bir dakika, yanlış bir şeyler var. Neden sevişmek için bana baskı yapmıyorsun? | Open Subtitles | مهلاً، هناك شيء خاطئ لم لا تضغط عليّ من أجل إقامة علاقة؟ |
Dostum, Bir terslik var. Değiştokuş yapmayacak. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ إنها لا تقوم بالمبادلة |
Usta,Gözlerinle ilgili Bir sorun mu var? | Open Subtitles | الماجستير , هل هناك شيء خاطئ مع عينيك؟ |
Orda birşeyler ters gidiyor, hissedebiliyorum. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ هناك. أنا يمكن أن تشعر به. |
şüphesiz birşeyler yanlış. | Open Subtitles | بالتأكيد هناك شيء خاطئ |
Bunların en önemlisi de Bir şeylerin ters gittiğini anlayabilmektir. Sebebi bilmeseniz de. | Open Subtitles | وهي القدرة على أن تعرفا أنّ هناك شيء خاطئ مِن دون معرفتكما السبب. |
Bir şeylerin yanlış gittiğini tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | . كان يجب أن أعلم أنه هناك شيء خاطئ |
Ve tek eşli olmayı tercih edenlerimiz... Benim ebeveynim örneğin, 52 yıldır tek eşli olarak evliler ve eğer öyle değilse, anne ve baba, bununla ilgili bir şey bilmek istemiyorum. Bunu eleştirmiyorum ve bununla ilgili bir şeyin yanlış olduğunu söylemiyorum. | TED | و اننا من اخترنا ان تكون علاقاتنا احادية احتكارية والدي, على سبيل المثال, تزوجا لـ 52 سنة بلا أي شركاء آخرين و إذا لم تكن علاقتها بهذا الشكل. والدي و والدتي, "انا لا أريد ان أسمع ذلك" انا لا انتقد ذلك ولا أقول ان هناك شيء خاطئ في ذلك |