Bir dakika, duyamıyorum. Burada çok gürültü var. | Open Subtitles | لحظة لا يمكنني السماع هناك ضوضاء كثيرة هنا |
Ayağa kalkıyorum ve dışarı çıkıyorum. Bir gürültü var. | Open Subtitles | لقد أفقت وذهبت للخارج، كان هناك ضوضاء |
Çok fazla gürültü var. | Open Subtitles | هناك ضوضاء شديدة |
İzleyin çocuklar biraz gürültülü olacak. | Open Subtitles | راقبوا ذلك يا رفاق خارجًا سيكون هناك ضوضاء |
Yanılmışım sonra tiz bir ses vardı hazırlıksız yakalandım. | Open Subtitles | ثم كان هناك ضوضاء صارخه و قد فاجأتني فتعثرت |
Tüm S.H.I.E.L.D. iletişim kanalı üzerinde gerçek anlamda gürültü var demek istedim. | Open Subtitles | -أعني أن هناك ضوضاء حرفياً ... تغمر جميع خطوط إتصالات (شيلد). |
O olacak gürültülü olacak, çocuklar dikkat edin. | Open Subtitles | راقبوا ذلك يا رفاق خارجًا سيكون هناك ضوضاء |
Ortalık çok gürültülü. | Open Subtitles | متأكّد ستكون هناك ضوضاء اليوم. |
- Burası çok gürültülü. | Open Subtitles | ايها الضابط هناك ضوضاء عالية هنا |
Ama ortada Jansky'nin belirleyemediği ve O'na göre kendisinin kulaklığında, her gün 4 dakika daha erken olan sürekli bir ses vardı. | TED | ولكن كان هناك ضوضاء واحدة مستمرة والتي لم يتعرف عليها جانسكي, والتي كانت على ما يبدو تظهر في سماعة جهاز الراديو الخاص به اربعة دقائق في وقت أبكر كل اليوم. |
Sanki iki farklı ses vardı şuradaki iki yerden geliyordu. | Open Subtitles | كان هناك ضوضاء منفصلة... ... مجيئمن إثنان مناطق هنا... |
Bu başlamadan önce, bir ses vardı. | Open Subtitles | قبل ان يبدأ هذا مباشرةً كان هناك ضوضاء |