Bazı şeyleri erkekler bizim gibi çözemiyor. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأشياء بهؤلاء الرجال لا يتعاملوا معها كما نفعل نحن |
Hayır, hayır. Sadece göğsünde, küçük Bazı sıyrıklar vardı. | Open Subtitles | لا، لا كانت هناك فقط بعض الخدوش على الجسد |
Ama... Bazı şeyleri, yakınında tutmak istiyorsun. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأشياء المعينة التي تريدين أن تبقيها |
Geri dönülemeyecek Bazı şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأشياء لا يمكنك العودة منها. |
Bu durum hakkında ona açıklayamadığım Bazı şeyler var | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأشياء بهذا الشأن أنا لم أوضحها لها |
Bazı hayallerden vazgeçmen gerekiyor galiba. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك فقط بعض الأحلام عليك التخلي عنهم. |
Kızlarla paylaşırken daha rahat olduğum Bazı şeyler var çünkü onlar dalga geçmiyor bana isim takmıyor veya Koothrapantolonumda ne olduğunu sormuyor. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأمور التي أشعر بأريحية في قولها للفتيات لأنهم لن يسخروا مني |
Bazı pişmanlıklarla yaşamayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الحسرات التي يجب ان تتعايش معها. |
Nasıl başarmalı ve ne zaman aksiyon alınmalı gibi konularda tabi ki Bazı farklılıklar vardı. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الإختلافات علي كيفية تحقيق هذا الهدف وعلي التوقيت اللازم للبدء |
Ama sizinle konuşmak istediğim Bazı konular var. | Open Subtitles | ولكن هناك فقط بعض الأشياء التي أريد إلى يناضل على بصوت عال مع اللاعبين. |
Bazı şeyleri konuşamam. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأماكن l لا أستطيع التحدّث عن. |
Uğraşmanı isteyemeyeceğim Bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأمور التي لاأستطيعأن أطلبمنك التعاملمعها . |
Ama Bazı yanlış anlamalar var. | Open Subtitles | هناك فقط بعض سوء الفهم. |