Sadece hayatın var nasıl berbat ettiğin ve seni kurtarmak için orada kimin olduğu ya da kimin olmadığı. | Open Subtitles | ليس هناك سوى حياتك كيف تعبثين فيها ومن هناك كي ينقذكِ |
Evet ama kazanmak için orada olmalısın. | Open Subtitles | أجل ، لكن عليك أن تكون موجوداً هناك كي تفوز |
Ne yazık ki öğrenmek için orada değildin. | Open Subtitles | للأسف أنت لم تكن هناك كي تكتشف ذلك |
Ben de o kaltağın evine, kızını oğlumdan uzak tutmasını söylemek için gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت إلى هناك كي أخبر تلك . الحثّالة أن تبقي ابنتها بعيداً عن ابنيّ |
Ben de o kaltağın evine, kızını oğlumdan uzak tutmasını söylemek için gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت إلى هناك كي أخبر تلك . الحثّالة أن تبقي ابنتها بعيداً عن ابنيّ |
Onu görmek için oraya götürülmesini istiyorum. Mümkünse tekmelenip çığlık atmasını istiyorum. | Open Subtitles | خذوه إلى هناك كي أراه ليقاوم ويعترض إن أمكن |
Bir iş görüşmesini bitirmek için orada | Open Subtitles | انه هناك كي ينهي صفقة |
Bu adam benim eski işimi yapıyor, ve Owen'ı öldürmek için orada. | Open Subtitles | ذلك الرجل يقوم بعملي القديم، وهو هناك كي يقتل (أوين) |
Hayır, oraya sadece Hicks'le konuşmak için gittim. | Open Subtitles | . كلاّ، لقد ذهبت هناك كي أتحدث معه |
Geçici erişim noktası oluşturmak için oraya akıllı telefon bıraktım. | Open Subtitles | لقد تركت هاتفاً ذكياً هناك كي أستطيع إختراق المخدم الخاص بهم |
Kaybetmek için oraya gitmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تجعله يذهب هناك كي يخسر |