ويكيبيديا

    "هناك ما يكفي من" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Yeteri kadar
        
    • yetecek kadar
        
    • Orada yeterince
        
    • yeterli
        
    Evet, çünkü masada Yeteri kadar nişasta olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لنأكله مع البطاطا والحلويات؟ نعم لأني لا أظن بأن لدينا هناك ما يكفي من النشاء على الطاوله
    Evet ama Yeteri kadar odun yok anne ve iki tarafında da ölü alan kalırdı. Open Subtitles أجل, حسنا , ليس هناك ما يكفي من الخشب أمي وانت فقط تحتاجين إلى مساحة كافية من جانبيه.
    Çünkü daha henüz Yeteri kadar insan uyanmadı. Open Subtitles لأنّ ليس هناك ما يكفي من النّاس قد فهموه بعد.
    Eminim o şirin kafanın içinde bir imparatorluğu yıkmaya yetecek kadar sır gömülüdür. Open Subtitles أراهن أن هناك ما يكفي من أسرار في هذا الرأس الجميع لدفن امبراطورية
    Tüm sığınağı havaya uçurmaya yetecek kadar C-4 patlayıcısı sandalyeme monteli. Open Subtitles هناك ما يكفي من متفجرات السي فور لإسقاط هذا القبو بأكمله
    Orada yeterince yemek vardı, yeterince ceset vardı. Open Subtitles كان هناك ما يكفي من الطعام ليأكلوه هناك، كان هناك ما يكفي من الجثث
    Neyse ki, burada kısmî yeniden oluşturma için yeterli kafatası var. Open Subtitles أأمل أن يكون هناك ما يكفي من الجمجمة لإعادة بناء جزئية
    Kaliforniya'da senin gibi kadınlar Yeteri kadar bulunmuyor. Open Subtitles ليس هناك ما يكفي من النساء مثلك في كاليفورنيا
    - İlerleyemez. Yeteri kadar benzin yok. Open Subtitles لن تتحرّك الشاحنة فليس هناك ما يكفي من العصير
    Yeteri kadar aether toplaması için birkaç saat gerek. Open Subtitles سيستغرق هذا بضع ساعات قبل ان يكون هناك ما يكفي من الأثير
    Yeni kolonilerde yetiştirilen ekinler, şeker kamışı, tütün ve pamuk yoğun iş gücüydüydü ve yeni toprakları bütünüyle ekip biçmek için Yeteri kadar yerleşimci ya da ödünç işçi yoktu. TED المحاصيل التي زرعت في المستعمرات الجديدة مثلقصب السكر والتبغ والقطن كانت تحتاج عمالة كثيرة ولم يكن هناك ما يكفي من المستوطنين أو موظفي الخدمة لزراعة جميع الأراضي الجديدة
    Suyun görüntüsü de tadı da kötüydü, asla Yeteri kadar yiyecek yoktu, herhangi bir duş yeri yoktu, kadınlar hiçbir hijyen ürünü olmadan regl oluyorlardı, herhangi bir tıbbi yardımsa hak getire. TED كان للمياه مظهر وطعم قذر، لم يكن هناك ما يكفي من الغذاء، لا حمامات إِطْلاقاً، تحِيض النساء دون أي منتجات نظافة، ولا عناية طبية من أي نوع.
    Tanrım, Yeteri kadar elektrik bile yok. Open Subtitles الجحيم، ليس هناك ما يكفي من الكهرباء.
    O helikopterde bu şeyi öldürmeye yetecek kadar mühimmat var. Open Subtitles هناك ما يكفي من الذخائر على المروحية لقتل هذا الشيء.
    Yakında herkese yetecek kadar para olacak. Open Subtitles قريباً سيكون هناك ما يكفي من المال للجميع
    İki gün yetecek kadar su var. Open Subtitles حسناً.. هناك ما يكفي من المياه لمدة يومين..
    Neyse ki Vicky'yi oyalayamaya yetecek kadar mekan biliyorsun. Open Subtitles و حمداً لله أن هناك ما يكفي من المناظر لكي تبقي فيكي مشغولة
    Solucan delikleri biraz farklı bir dinamiğe sahiptir. Araçta yetecek kadar metal var. Umarım vardır. Open Subtitles إن الثقب الدودي يعمل بديناميكية مختلفة قليلاً، هناك ما يكفي من المعدن لننجح، كما أعتقد..
    Orada yeterince ışık yok. Open Subtitles ليس هناك ما يكفي من الضوء هنا
    İnanç, resmi bir duruşma için yeterli kanıt olduğuna ikna olmuştur. Open Subtitles اقتنع المؤمنون بأن هناك ما يكفي من الأدلة لجلب محاكمة رسمية
    Şimdi ortada bariz bir sorun var, o da dünyada bunu finanse edecek yeterli para var mı? TED هل هناك ما يكفي من المال في العالم لتمويل هذه الاشياء؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد