| Yapabileceğimiz bir şey olmalı. Muhakkak bir şey vardır. | Open Subtitles | لا بد آن هناك ما يمكننا فعله بلى ، هناك ما يمكننا فعله |
| Logan AB negatif. Bulunması en zor olan kan tipi. Üzgünüm yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | فصيلة لوجان اي بي سالب ، وهي أصعب فئة في الحصول عليها أنا آسف ، ليس هناك ما يمكننا فعله |
| Tumnus'a yardım için yapabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | ـ هل هناك ما يمكننا فعله لمساعدة تومنوس؟ |
| İç kanama geçirecek. Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | و تعرضت لنزيف داخلى إنتقل خارجيا لم يكن هناك ما يمكننا القيام به |
| Silahları var! Onu öldürmüşler! Yapabileceğimiz bir şey yok! | Open Subtitles | لديهم أسلحة، لقد قتلوه، ليس هناك ما يمكننا فعله. |
| Şehri korumak için yapabileceğimiz herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك ما يمكننا القيام به لحماية المدينة؟ |
| Dediğiniz gibi, yasal olarak yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك ما يمكننا القيام به من الناحية القانونية , كما ذكرت |
| Onun için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | انظر , ليس هناك ما يمكننا ان نفعله حيال ذلك |
| Bu adada çalacak bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن هناك ما يمكننا سرقته على هذه الجزيرة |
| Bu şeyleri uzak tutmak için yapabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسنًا، لابد من أن هناك ما يمكننا فعله لإبقاء تلك الأشياء بعيدًا |
| Sanırım beklemekten başka yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | أعتقد أنّ ليس هناك ما يمكننا القيام به، سوى الإنتظار. |
| Pam, yapabileceğimiz bir şey varsa, benim ya da Ray'in, lütfen aramaktan çekinme. | Open Subtitles | بام, إن كان هناك ما يمكننا فعله أنا أو راي لا تتردي أن تطلبي |
| Elimizde olsa oraya da bir bariyer sistemi eklerdik fakat yönetimleri bizden ayrı olduğundan bir şey yapamıyoruz. | Open Subtitles | .. إن أمكننا ؛ فنريد وضع بعض الحواجز هناك . ولكنها مطقة حكم ذاتي ؛ فليس هناك ما يمكننا فعله |
| Eğer Karanlık Ordu yardımcı olmazsa o zaman yapabileceğimiz fazla bir şey yok. | Open Subtitles | إذا لم يطيعنا جيش الظلام ليس هناك ما يمكننا فعله |
| Şu anda yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكننا فعله بشأن ذلك في الوقت الحاضر |
| Fikrini değiştirmek için yapabileceğim veya söyleyebileceğim bir şey yok mu? | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكننا فعله او قوله لتغيير رأيك ؟ |
| Bu konuşmalar, "Size kötü bir haberim var" veya "Artık yapabileceğimiz bir şey yok" gibi iğrenç sözlerle yüklü. | TED | ومشحونة أيضاً بعبارات مروعة مثل "لدي أخبار سيئة" أو "لم يعد هناك ما يمكننا فعله." |
| Üzücü olsa da yapacak bir şey olmadığını söyledim ama hastalanıp yatağa düştü, tansiyonu da vardı. | Open Subtitles | لقد قلت لهُ، على الرغم من الأمر مُحبط ليس هناك ما يمكننا فعلهُ ولكنهُ ظلّ مريض لبضعة شهور و ضغط دمهُ لم يكُن جيّد من البداية |
| Ama şimdi yapabileceğimiz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك ما يمكننا فعله الآن |
| - Yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك ما يمكننا القيام به للمساعدة ؟ |