ويكيبيديا

    "هناك مسألة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • meselesi var
        
    • sorunu var
        
    • bir konu var
        
    • bir mesele var
        
    • sorun var
        
    • bir durum var
        
    • konu var da
        
    • sorunumuz var
        
    Şu görüş alanı meselesi var, yani teknoloji bir şekilde aslında gözlükleri giyerek gördüğünüzden daha fazla bir görüntü gösteriyor. TED هناك مسألة متعلقة بمجال الرؤية، بطرقة ما ترينا التكنولوجيا رؤية أوسع مما يمكن أن تراه عبر النظارة.
    Birde 12 milyon dolar meselesi var. Open Subtitles الآن، هناك مسألة الـ 12 مليون دولار البسيطة
    Burada yetki alanıma giren bir ulusal güvenlik sorunu var. Open Subtitles تعرف, هناك مسألة أمن قومي هنا ألا و هي سلطتي القضائية ليس من المفترض أن يعرف هو
    Yardımını istediğim hassas bir konu var. Open Subtitles هناك مسألة حسّاسة أَحتاجُ إلى مساعدتَكَ فيها
    Yalnız kişisel bir mesele var. Ne yazık ki hippi dudağını kesmelisin. Open Subtitles هناك مسألة شخصية وحيدة ، للأسف يجب أن تتخلص من ..
    Acil bir sorun var. Yarın seni görebilir miyim? Open Subtitles هناك مسألة مُلِّحة هل يمكنني رؤيَتكِ غداً؟
    İçeriden birilerinin konuştuğu aile ya da arkadaşlarından birilerini bulup rehinelerden herhangi birinde hayati bir durum var mı diye öğrenelim, tamam mı? Open Subtitles ولنكتشف إذا ما كان هناك مسألة صحية تتعلق بالرهائن حسناً ؟
    Bir de Kardinaller Heyeti'ne hitabınızın hazırlanması ve yapılması meselesi var. Open Subtitles بعد ذلك، بالطبع، هناك مسألة الصياغة وتقديم عنوانك لمجمع الكرادلة
    Ama hala polis bilgisayarını izinsiz kullanım meselesi var. Open Subtitles -أجل . إذن ما زال هناك مسألة غير قانونيّة بالنسبة لحاسوب الشرطة.
    Hâlâ Fransız altını meselesi var. Open Subtitles لا يزال هناك مسألة الذهب الفرنسي
    Buzda. Halk sağlığı sorunu var. Open Subtitles في الثلج هناك مسألة الصحة العامة
    Seninle aramızda güven sorunu var, doktor. Open Subtitles هناك مسألة ثقة عالقة بيننا يا دكتور
    Hala cezalandırma sorunu var. bu yüzden sadece kanıta bakarak biri hakkında dava açmanın oldukça zor olacağını düşünüyorum. Open Subtitles لا زالت هناك مسألة الحُكم عليه. الهيئة القضائيّة أُلغيت لفترةٍ الآن، لذا أتخيّل بأنّه سيكون صعبٌ تمامًا بمُقاضاة شخص ما استنادًا فقط على الأدلّة.
    Maalesef, onu üzen bir konu var lordum. Open Subtitles أخشى أن تكون هناك مسألة بسيطة تزعجها يا سيدي
    Sivil kıyafetlerle parkta dolaşmayı sevmiyorum fakat konuşulması gereken hassas bir konu var. Open Subtitles لا أحب التجول لمسافة طويلة في الحديقة بالملابس هذه. ولكن هناك مسألة حساسة علينا مناقشتها.
    Uzlamayı onaylamadan önce dikkate alınacak bir konu var. Open Subtitles قبل الانتقال إلى مناشدتكم، هناك مسألة أخرى.
    Sana açtığı dava gibi ufak bir mesele var. Open Subtitles حسناً هناك مسألة صغيرة تتعلق بقضيته القضائية ضدك
    Kral'ın yokluğunda Vekil görevi sizde olduğu için, sizinle konuşmam gereken bir mesele var. Open Subtitles هناك مسألة واحدة أود مناقشتها مع جلالتك منذ أخذت دور الوصي في غيابه
    Halletmem gereken acil bir mesele var. Open Subtitles هناك مسألة ملحة واحدة أحتاج للمعالجة
    Artı, güverte korkuluklarında da bir sorun var. Open Subtitles بالإضافة، هناك مسألة درابزين سطح المركب.
    Müzakereyi sonlandırmadan önce çözülmesi gereken küçük bir sorun var. Open Subtitles هناك مسألة بسيطة نستخلصها قبل ختام المفاوضات
    Orada işiniz bittikten sonra ilgilenmeniz gereken acil bir durum var. Open Subtitles لكن هناك مسألة مستعجلة الأن تتطلبُ حضورك بعد أن تنهي
    Vikontla özel olarak görüşmem gereken bir konu var da. Open Subtitles هناك مسألة يجب أن أناقشها مع (فيكومت) في خصوصية.
    Peki, Federal Büroya ait 20 bin dolarla alakalı küçük bir sorunumuz var. Open Subtitles حسنا، هناك مسألة صغيرة تتعلق بمبلغ 20 ألف التي هي من املاك الحكومة الفدرالية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد