Başına bir silah dayanmış olsaydı, neden 911'i arasın ki? | Open Subtitles | إن كان هناك مسدس موجه لرأسه لماذا إتصل بالطوارئ ؟ |
Görevli çocukları alın, her santimi arayın. burada bir silah varsa, onu istiyorum | Open Subtitles | اريد رجال المختبر ان يتفحصوا كل شبر من هذا المكان إذا كان هناك مسدس ، أريده |
Tam Denver omlet yerken suratlarına bir silah dayanıyor. | Open Subtitles | منذ دقيقة كان يأكل اومليت .. والان هناك مسدس في رأسه |
Ben şu anda kafamın tutulan bir silah var, Cemile! Hush! Cemile, bana 2000 lirayı göndermek gerekir! | Open Subtitles | هناك مسدس مصوبٌ إلى رأسي حاليا ، جميلة جميلة ، لابد أن ترسلي لي 2000 ليرة |
Muhtemelen ihtiyacın olmaz ama çekmecede silah var. | Open Subtitles | حسنًا , هناك مسدس في الدرج لكنك لن تحتاجه |
Kıpırdama! Silahı var! | Open Subtitles | هناك مسدس! |
Kucağında, şalının altında İç Savaştan kalma bir tabanca var... seni gözünü kırpmadan öldürür. | Open Subtitles | هناك مسدس قديم في حضنها تحت شالها ستقتلك بمجرد أن تراك |
Üzerine bir silah doğrultulmuş olsa da sessizce gitmemiştir. | Open Subtitles | لم تكن لتذهب معه بسهولة حتى لو كان هناك مسدس مصوب الى وجهها |
Yastığın altında bir silah bırakmışsın.silah dolu ve tutukluk yapmıyor. | Open Subtitles | هناك مسدس تحت الحشوة اليسرى معبأ بالرصاص و بوضعية اطلاق نار مباشر |
Eğer kafama doğru söylemem için bir silah dayasaydın seni de önemserdim gerçekten. | Open Subtitles | وإن كان هناك مسدس حقيقه موجه لرأسي أهتم بشأنك , أيضا |
Dokunduğum bir silah. Ona verdim. | Open Subtitles | لقد كان هناك مسدس لمسته وأعطيته إياه |
Burada bir silah olduğunu bildiğim halde bulamadım çünkü sen çok sinsi birisin. | Open Subtitles | اظن انني سوف حسنا سأعترف- رغم حقيقة انني اعرف ان هناك مسدس هنا لم أجده لأنك |
Arabada silah var, gidip alacağım. | Open Subtitles | هناك مسدس في السيارة أنا ذاهبة لجلبه |
Arabada silah var, gidip alacağım. | Open Subtitles | هناك مسدس في السيارة إني ذاهبة لأحضره |
Arabada silah var, gidip alacağım. | Open Subtitles | هناك مسدس في السيارة إني ذاهبة لأحضره |
Dolabın üstünde bir silah var. | Open Subtitles | هناك مسدس على الدولاب |
Kıpırdama! Silahı var! | Open Subtitles | هناك مسدس! |
Kucağında, şalının altında İç Savaştan kalma bir tabanca var... seni gözünü kırpmadan öldürür. | Open Subtitles | هناك مسدس قديم في حضنها تحت شالها ستقتلك بمجرد أن تراك |
Televizyonun üstünde tabanca var. | Open Subtitles | هناك مسدس على التلفاز |