Steven ruhumu çürüttü ve kendime gelebileceğim tek bir yer var. | Open Subtitles | ستيفن ، حطم نفسيتي ، والآن هناك مكان واحد فقط أستطيع الذهب إليه |
Senin kadar onarılamaz şekilde hasar görmüş bebekleri koyacak tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط لدمية يتعذّر إصلاحها مثلك |
Şehirde bu kadar büyük jeneratörü olan tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط فى المدينة لديه مولّد فى مثل هذا الحجم |
İnsanları sokabileceğiniz bir tek yer var, gerçekten önemli olan bir yer. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط يمكنك لدغ البشر فيه، مكان واحد مهم جداً |
Seyahat edeceksek gidilecek tek bir yer vardır. | Open Subtitles | إذا كنا مسافرا ، هناك مكان واحد فقط للذهاب. |
Adada, bakmaya cüret edemeyeceği tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط في هذه الجزيرة لن يجرؤ على البحث به |
Tüm spatula ihtiyaçlarınız için tek bir yer var | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط للذهاب اليه |
- Gidebileceğimiz tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط بإمكاننا الذهاب إليه |
Gidebileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط يمكنه ان يذهب أليه. |
Onarılamaz şekilde hasar görmüş bebekleri koyacak tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط لدُمية |
Bu fotoğrafın çekilmiş olabileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط |
Burada neler olup bittiğini öğrenmek istiyorsan gidilecek tek bir yer var. | Open Subtitles | _ إذا كنت تريد معرفة ... ما يحدث هنا هناك مكان واحد فقط |
Burada dışarısıyla bağlantı kurabileceğimiz yalnızca bir tek yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط هنا يمكنك الحصول الاتصال منة بالعالم الخارجى |
Gidebileceği tek yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط يمكن أن يكون به |
Bir Khal öldüğünde Khaleesi'sinin gideceği tek bir yer vardır. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،عندما يموت كال {\pos(190,210)}هناك مكان واحد فقط لزوجته .. |