Aklıma gelmeyen bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | حسنٌ ، لا بدّ أنّ يكون هنالك تفسير منطقيّ ، لكني لا أفكر بهِ و حسب. |
- Bu sadece bir tesadüf olamaz, mutlaka bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | أعني من المستحيل أن يكون الأمر صدفة , لا بد أن هنالك تفسير |
Neden telefonunu açmıyor bilmiyorum. Eminim bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | اوه لا أعلم لماذا لايرد على هاتفه نعم حسناً بالتأكيد هنالك تفسير لذلك |
Mükemmel. Bilimsel bir açıklaması var. | Open Subtitles | هنالك تفسير علمي مثالي لما حدث للتوّ. |
- Elbette hayır. Her zaman iyi bir açıklaması olacağını biliyordum. | Open Subtitles | بالطبع لا , لقد علمت دائماً أن هنالك تفسير جيد |
Eminim Hanna'nın neden orada olduğuna dair mantıklı bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | انا متأكده ان هنالك تفسير معقول لوجود هانا هناك |
Maalesef déjà vu' nun tek bir açıklaması yoktur. | TED | لسوء الحظ ليس هنالك تفسير واحد " للديجافو " |
Majesteleri... Size yemin ederim... bunların bir açıklaması var. | Open Subtitles | فخامتك، أؤكد لك، هنالك تفسير لكل هذا |
Yine de belli bir açıklaması var. - Var mı? - Evet, Evey. | Open Subtitles | هذا شيء غريب مع أن هنالك تفسير واضح |
Bunun sadece tek bir açıklaması var. Tüneller hareket ediyor. | Open Subtitles | هنالك تفسير وحيد , الأنفاق تتغير |
Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون هنالك تفسير منطقي لهذا |
Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | لابد ان يكون هنالك تفسير منطقي لهذا |
Tamam, bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن هنالك تفسير معقول لهذا |
Eğer Nathan eve dönmediyse, çok iyi bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | إن لم يرجع "نايثن" إلى البيت لا بد من أن هنالك تفسير جيد لذلك |
Ama eminim mantıklı bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | لكنّني متأكّد بأنّ هنالك تفسير عقلاني |