Çünkü yazdıkların arasında hayatta ne yapmak istediğine dair bir soru var. | Open Subtitles | لأن هنالك سؤال فيما تكتبه عن ما تود أن تعمله في حياتك ؟ |
Ama hala cevaplanması gereken büyük bir soru var. | Open Subtitles | ولكن يبقى هنالك سؤال واحد كبير يحتاج إلى اجابة |
Ama sana sormam gereken tek bir soru var. | Open Subtitles | ولكن هنالك سؤال واحد كنت أقصد أن أسئلك أياه |
Bu bir soru mu? | Open Subtitles | هَلْ هنالك سؤال ؟ |
Ve ben ona işimi anlatmaya çalıştığımda, o detayları umursamayarak bana, "Neil gerçekten önemli olan tek soru var. | TED | و حين أحاول أن أشرح عملي لها , أشاحت عنها كل تفصيلاته , و قالت "نييل , هنالك سؤال واحد مهم في الحقيقة |
Burada bir soru var mı, sayın hakim? | Open Subtitles | آه ، هل هنالك سؤال محدد ، حضرة القاضي ؟ |
Gitmeden önce cevap vereceğinizi umduğum bir soru var. | Open Subtitles | قبل ان اذهب هنالك سؤال اتمنى ان تجيبه |
Bir soru var mı? | Open Subtitles | هَلْ هنالك سؤال محدد ؟ |
Ama daha büyük bir soru var. | Open Subtitles | وكان هنالك سؤال كبير |