Ben de onu buraya getirdim. Şu haberci kızı. | Open Subtitles | كان علي إحضارها هنا إنها المراسلة التليفزيونية |
buraya yakın bir kafede çalışıyor. Benimle buluşmaya gelecek. | Open Subtitles | إنها تعمل فى مقهى بالقرب من هنا إنها آتيه لكى تقابلنى |
Yok edici'yi buraya çeken ben değilim. Vericinin sinyali. | Open Subtitles | إنه ليس أنا من يجذب المُدمر إلى هنا إنها المنارة |
Burada bir işe yarayabilir. O senin kadar hırslı değil. | Open Subtitles | بإمكانها أن تكون ذا فائدة هنا إنها ليست جامحةً مثلك |
Bana söylediği için Burada yok demiyorum Burada gerçekten yok. Gil Ra Im! | Open Subtitles | ، إنها لم تخبرني بأن أقول بأنها ليست هنا إنها بالفعل ليست هنا |
Ama o buraya ait değil ışığa gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ولكنها لم تعد تنتمى إلى هنا إنها حقا تحتاج أن تعبر |
buraya asla gelemez. Böcekle kaplandı. | Open Subtitles | ليست هناك طريقة ملعونة لتعود هي إلى هنا , إنها مغطاة بالبق |
Onu buraya getirmekle büyük bir adım attın. O inanılmaz derecede masum. | Open Subtitles | لقد تخطيت الكثير لتأتي بها هنا إنها بريئة لأقصى مدى |
Işığın buraya ulaşması öyle uzun sürüyor ki yıldız çoktan yanıp bitmiş oluyor. | Open Subtitles | يستغرق الوقت وقتاً طويلاً ليصل إلى هنا إنها أحترقت بالفعل |
Doğrusu, buraya taşınmadan önce küçük çaplı pornolar yaptım. | Open Subtitles | في الحقيقة، قمتُ بإنتاج أفلام إباحية عندما انتقلت لأول مرة إلى هنا. إنها في جميع أنحاء الشبكة. |
Sonra da buraya gelecek. | Open Subtitles | ثم سوف تأتي من أجلنا هنا إنها مسألة وقت فقط |
Ayrıca beni korkutarak buraya getirmek konuşmaya başlamak için iyi bir yol değil. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها أخافتني لكي تأتي بي إلى هنا إنها ليست طريقة جيدة لبدء محادثة ، حسناً |
Ayrıca beni korkutarak buraya getirmek konuşmaya başlamak için iyi bir yol değil. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها أخافتني لكي تأتي بي إلى هنا إنها ليست طريقة جيدة لبدء محادثة ، حسناً |
buraya iniş yap. Burası bulabileceğimiz en iyi gizlenmiş yer. | Open Subtitles | إهبطي هنا إنها البقعة المعزولة الوحيدة |
Tam buraya bak. Eski bir satış taktiğidir. | Open Subtitles | أنظري هنا إنها خدعة مبيعات قديمة |
Seni buraya ben getirdim. Bu benim sorumluluğum. | Open Subtitles | أنا أحضرتك إلى هنا إنها مسؤوليتي |
Burada sahnelenen bütün bir öykü var bu öykü hakkında, yeni kamera teknolojisi sayesinde ancak fikir edinmeye başlıyoruz. | TED | توجد قصة تجري هنا إنها مجرد البداية ليكون لديكم فكرة بسبب هذه التقنيات الحديثة لآلة التصوير. |
Burada mutlu olacağınıza eminim. Çok sessiz bir binadır. | Open Subtitles | ستكونين سعيدة هنا إنها بناية هادئة للغاية |
O kardeşim tam Burada. Güzel resimmiş değil mi? | Open Subtitles | هذا الرجل هنا , إنها صورة جميلة أليس كذلك ؟ |
Fakat ceset Burada bulunmuyor. Ceset 2,5 ya da 3 metre geriye düşmüş. | Open Subtitles | لكن الجثة ليس هنا إنها ترقد بعيدة 8 إلى 10 أقدام |
- Lütfen beni Burada gördüğünü kimseye söyleme. Yemin ederim, ilk kez geliyorum! | Open Subtitles | من فضلك لا تخبرى أحدا أنك رأيتينى هنا إنها أول مره لى |