burada bir şeylere dikkat eden bir ben mi varım? | Open Subtitles | هل أن الوحيدة هنا التي تعير الانتباه لكل شيء هنا؟ |
Elbette, hediyesi olmayan tek kişi olmak istemezdim burada. | Open Subtitles | بالطبع، لم أرد أن أصبح الوحيدة هنا التي لم تُحضر هدية |
Ama sizi temin ederim, burada hiçbir eş yok ki kendisine para yok dendiğinde şöyle demesin: "Peki. | Open Subtitles | أو أي كان ولكني اضمن لك أنه لا يوجد أي امرأه هنا التي إن قيل لها أنه لا يوجد المزيد من المال للحصول عليه لن تقول حسنا |
Kocanızın burada olmadığının ve kontrol edemediğimiz çok fazla şey olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف أن زوجكِ ليس هنا و أعرف أن هناك الكثير من الأشياء تحدث هنا التي لا نتحكم بها |
Şimdi sizi algınızı değiştirebilecek birkaç büyük soru ile baş başa bıraksam, ve benim terörist grubumun bizim harekete geçebilmemiz için, sizi yeteri kadar öfkelendirmesi gerekli olduğunu söylesem, hangi düşünce ve tepkilerin ortaya çıkacağını kim bilebilir? | TED | إذا كان لي أن أترككم مع بعض الأسئلة الكبيرة التي هنا التي قد تغير نظره الشخص، ومن يدري ماهي الافكار والردود التي ستنتج منها، لكن هل أنا شخصيا ومجموعتي الارهابيه نحتاج لنفجر انفسنا حتى تصل لكم فكرتنا |
Tabii ki, dostum. burada bir yönetici var. Ne zaman hastalansa reçeteyi bana yazıyor. | Open Subtitles | هناك تلك المديرة هنا التي تعطيني أدويتها عندما تمرض |
burada yaranı deşebilecek şeyler var. | Open Subtitles | ها هي الاشياء هنا التي سوف تعيد فتح الجروح |
Şiddetli hasar görmüş, paramparça olmuş varlıklarınızın hikayelerini dinlerken burada, hiçbir surette şansı olmayan tek kişinin kendim olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | فبعد أن استمعت إلى قصصكم المتعلّقة بالحطام المحترق والحياة المحطّمة أدركت أنني الوحيدة هنا التي تملك فرصة |
Bakın burada, bu yarışmaya geçmişte katılmış ve yarışmayı kazanmış tek kişi benim. | Open Subtitles | اسمع ، أنا الوحيدة هنا التي دخلت وفازت بهذه المسابقة في الماضي |
burada tam bir reddediş içinde olmayan... ..tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة هنا التي ليست بوضع المرفوضا كليا |
burada ilişkim olmayan tek kız sensin. | Open Subtitles | انتِ الفتاة الوحيدة هنا التي لستُ مرتبطاً بها |
Sanırım burada sadece ben, sana dürüst olabilecek kadar saygı duyuyorum. | Open Subtitles | و لكن أعتقد أنني الوحيدة هنا التي تحترمك بما فيه الكفاية لكي تكون صريحة معكي |
burada iyi şeylerden anlayan tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | أنا لست الوحيدة هنا التي تعجبها الأشياء الجميلة |
burada daha iyisine sahip olmaya uğraşmadan işimi yapan tek kişi ben miyim yahu? | Open Subtitles | هل انا الوحيدة الباقية هنا التي تحاول ان تقوم بعملها بدلا من البحث عن عمل افضل منه ؟ |
Teşekkürler fakat burada sadece senin çözebileceğin bir hikâye sorunumuz var. | Open Subtitles | شكرا , لكن لدينا مشكلة بالقصة هنا التي يمكنك أنت فقط من يحلها |
Sonuçlandırmam gereken, henüz bitmemiş işlerim var burada. | Open Subtitles | لدي بعض الخيوط المفتولة هنا التي يجب أن أقوم بربطها |
Hayır, burada bizimle birlikte iki kişi daha vardı. | Open Subtitles | لا، كان هناك اثنين من اللاعبين الآخرين هنا التي كانت معنا. |
burada sıfır yer çekimi fonksiyonu olan bir yatak var. | Open Subtitles | في الواقع هناك سرير هنا التي يحتوى على خاصية إنعدام الجاذبية. |
Parmak izi gibi ufacık bir leke görünüyor. İşte o benim başım. | Open Subtitles | هذه اللطخة الصغيرة هنا التي تشبه البصمة ، هذا رأسي |
O masayla ilgilenirken, orasıyla burasıyla etrafı yıkıp geçmeyecek, tek kişi ben olduğuma göre, orayla benim ilgilenmeme ne dersiniz? | Open Subtitles | بما اني الوحيدة هنا التي .تستطيعخدمةتلكالمنضدة. بدون تحطيم قدح زجاجي ببنطالي، ما رأيكما أن أخذها؟ |