Çölde olup onların yolunu kesmek yerine burada ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | مالذى تفعلوه هنا بدلاً من أن تكونوا خلفهم فى الصحراء لجلب رؤوسهم ؟ |
Sen de, sahilde tangayla koşturmak yerine burada takılıyorsun. | Open Subtitles | و أنتِ تعملين هنا بدلاً من التعرض لأشعه الشمس على الشاطيء في ثوب مائي صغير |
Niye sınırdan geçmek yerine burada durmuş? | Open Subtitles | لماذا توقف هنا بدلاً من القيادة إلى خارج الحدود؟ |
İkinizi de kasıtlı olarak idam alanı yerine buraya getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبتكما إلى هنا بدلاً من الغرفة على مسؤوليتي |
Boston'daki bir konseri iptal edip, onun yerine buraya geldim. | Open Subtitles | لقد ألغيتُ حفلة في بوسطن و جئتُ إلى هنا بدلاً من ذلك |
Sayemde CIA'nın üçüncü dünya kara deliklerinden biri yerine buradasın. | Open Subtitles | انا سبب استيقاظك هنا بدلاً من بعض وكلاء الاستخبارات من الثقب الاسود للعالم الثالث |
Sayemde CIA'nın üçüncü dünya kara deliklerinden biri yerine buradasın. | Open Subtitles | انا سبب استيقاظك هنا بدلاً من بعض وكلاء الاستخبارات من الثقب الاسود للعالم الثالث |
Karakol yerine burada kalman memnuniyetle karşılanır biliyorsun. | Open Subtitles | تَعْرفُ أنتم مدعوون إلى الإقامةِ هنا بدلاً مِنْ أنْ يَنَامَ في مركزِ الشرطة. |
Bunu yapan kişi soruşturma yapmam yerine burada olmamı istiyor. | Open Subtitles | اياً كان من قام بفعل ذلك، فإنه يريدني هنا بدلاً من كوني أحقق |
Poughkeepsie yerine burada olmaktan heyecan duyuyor musun? | Open Subtitles | إذا أنت فرح كونك هنا بدلاً من بيجيبسي؟ |
Seni, pek nazik davranmayacakları bir ülkeye göndermek yerine burada tutabilir. | Open Subtitles | سوف يبقيك هنا بدلاً من أن يرسلك لبلد ما... حيث لن يعاملوك بشكل لطيف |
Ama onun yerine burada yiyeceğim. | Open Subtitles | ولكنني سآكل هنا بدلاً من ذلك |
Biliyor musun Reis, bence Mike şu an senin yerine burada oturuyor olsaydı o da kendisinin bir kahraman olmadığı hakkında seninle aynı şeyleri söylerdi. | Open Subtitles | هل تعلم ايها القائد؟ لو كان "مايك" هنا بدلاً منك... . |
Biliyor musun Reis, bence Mike şu an senin yerine burada oturuyor olsaydı o da kendisinin bir kahraman olmadığı hakkında seninle aynı şeyleri söylerdi. | Open Subtitles | هل تعلم ايها القائد؟ لو كان "مايك" هنا بدلاً منك... . |
Mesaj atmak yerine buraya gelmene neden olan şeyi. | Open Subtitles | الأمر الذي حملك على المجيء إلى هنا بدلاً من إرسال رسالة نصية |
Evet. Çalışmak yerine buraya gelip sarhoş olalım dedik. | Open Subtitles | ظننا أن نثمل هنا بدلاً من هناك |
Doğru, böylece onun yerine buraya gelirler. | Open Subtitles | صحيح ، وسيأتون إلى هنا بدلاً من ذلك |
Eğer o kadar muhteşemse neden orada olmak yerine buradasın? | Open Subtitles | إن كانت بهذه الروعة, ما سبب وجودك هنا بدلاً من هناك؟ |
Hapis yerine buradasın çünkü durumun, işlediğin suçta... | Open Subtitles | أنت هنا بدلاً من السجن لأن حالتك.. |