Şu an gerçekleşmekte olan inanılmaz dördüncü üretim devrimini size söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لأخبركم عن ثورة التصنيع الرابعة المذهلة والتي هي قيد التنفيذ الآن |
Yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım. | TED | حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا. |
Okyanusun sürprizlerle dolu olduğunu söylemek için buradayım. | TED | وأنا هنا لأخبركم أن المحيط يحتوي على العديد من المفاجآت. |
Bakın arkadaşlar, ben burada size dünyanın tamemen değiştiğini ve bundan hiçbirinizin haberi olmadığını anlatmaya geldim. | TED | حسنا يا جماعة، أنا هنا لأخبركم أن العالم قد تغير كليا ولا أحد منكم يعرف شيئا بخصوص ذلك. |
dedi. Fakat, aslına bakarsanız ben size bunu kalemin bir çizgisiyle yapabileceğinizi söylemeye geldim. | TED | حسنًا، أنا هنا لأخبركم انه نعم ، يمكنكم القيام بذلك بقلم. |
Tabii ki bu ayrıca doğru ve size bunu anlatmak için buradayım: Çocuklarınız iyi. | TED | طبعاً هذا صحيح، أنا هنا لأخبركم أن الأطفال على ما يرام |
Yakınlarda Pixar'daydım ve size 15'inci filmin başarılı olacağını söylemek için buradayım. | TED | كنت مؤخرًا في بيكسار، وأنا هنا لأخبركم أن الفلم رقم 15 سيكون كاسحًا بلا شك. |
diyoruz. Ama ben size bu tür yerlerin var olduğunu söylemek için buradayım, hala varlar. | TED | لكن أنا هنا لأخبركم أن هذه الأماكن موجودة. |
Analiz etmek için dört yıl harcadım, ne olacağını tahmin etmek için standart akademik araçlar kullandım ve ne bulduğumu söylemek için buradayım. | TED | قضيتُ أربعة أعوام محاولًا تحليلها، مستخدمًا أدوات تعليمية قياسية لتخمين ما سيحدث، وأنا هنا لأخبركم ماذا وجدتُ. |
Sizlere şunu söylemek için buradayım, ben göz ardı edilemez bir istatistiğim. | TED | أنا هنا لأخبركم أنني إحصائية لا يمكن تجاهلها. |
En kötüsü geride kaldı. Size geleceğinizin umut dolu olduğunu söylemek için buradayım. | Open Subtitles | الأسوأ أصبح خلفكما أنا هنا لأخبركم هذا , المستقبل سيكون وردياً أمامكم |
Bu yüzden, bunu size söylemek için buradayım. Güzel bir yüz gördüğünüzde sakın aldanmayın, tamam mı? | Open Subtitles | أنا هنا لأخبركم اليوم سبب عدمتوجبإتباعالوجوهالجميلة. |
Bayanlar baylar, bu gece yeniden doğrulacağımı söylemek için buradayım. | Open Subtitles | سيداتي سادتي, الليلة أنا هنا لأخبركم بأنني سأنهض مُجدداً |
Ve burada size kralın çıplak olduğunu söylüyorum. | TED | وأنا هنا لأخبركم أن الإمبراطور لا يلبس ثيابا. |
burada size iyi haberleri vermek için duruyor olmam lazım. | TED | يفترض أن أكون هنا لأخبركم الخبر الجيد. |
burada size anlatacağım şey, ders kitaplarının, özellikle de, herkesçe kabul gören ders kitaplarının matematiksel muhakemeyi ve sabırlı problem çözmeyi nasıl öğrettiğidir, yaptıkları şey "Two and a Half Men"i açmak ve bugün dersimiz bu demekten ibaret. | TED | إنني هنا لأخبركم أن الطريقة التي عليها كتبنا خصيصا كتبنا الرائجة تعلم التفكير الرياضي والحل الصبور للمسائل والمشكلات إنها تحاكي تماما عرض "رجلين ونصف" وتسميته يوم. |
Buraya size o söylentilerin doğru olduğunu söylemeye geldim. | Open Subtitles | حسنًا، أنا هنا لأخبركم بأن هذه الشائعات صحيحة |
İyi Akşamlar beyler. Buraya size yarın sabah toparlanmış olmanız gerektiğini söylemeye geldim. | Open Subtitles | -مساء الخير , يا رجال , أنا هنا لأخبركم بأننا سوف نخرج فى الصباح |
Bu gece buraya hakkınızda ne düşündüğümü söylemeye geldim. | Open Subtitles | جئت إلي هنا لأخبركم برأيي فيكم جميعاً ! |
Buraya size Forli kuşatmasında gerçekten neler olduğunu anlatmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأخبركم ما حصل بالضبط في حصار فورلي |
Yani size kendim ve dışarıda tanışıp şu an içeri getirdiğim bu duvar hakkında bir hikaye anlatmak için buradayım. | TED | لذلك أنا هنا لأخبركم بقصة عني وهذا الجدار الذي تعرفت عليه في الخارج، والذي أجلبه الآن للداخل. |