Hepiniz buraya bir nedenle geldiniz. Mahvettiğiniz yalnızca kariyeriniz değil. | Open Subtitles | انتم هنا لسبب ما وهو ليس ان مهنتكم تجبركم على القتل |
- Evet, Amerikalı'lar bir şeyler çeviriyor. - Bizi buraya bir nedenle davet ettiler. | Open Subtitles | نعم، الأمريكان يعدّون لشيء ما - نعم لقد جمعونا هنا لسبب ما - |
Ama bir nedenden dolayı burada oturuyorsun. | Open Subtitles | بإمكانكِ عمل هذا بأي مكان في المنزل لكنكِ تجلسين هنا لسبب ما |
Birileri beni bir nedenden dolayı burada istemiyorsa diğer türlü ya tehlikedeyim ya da... | Open Subtitles | أحدهم يريدني هنا لسبب ما مما يعني أني , في خطر .. |
Fakat ilk seferde bunu aklınıza sokmuyorsunuz geldiğiniz için heyecanlı olduğunuzdan buraya bir sebepten dolayı geldiğinizi unutuyorsunuz. | Open Subtitles | وكنتلاتضعذلك فيرأسك المرةالأولى أنتمتحمسجداحول نازلة أنك تنسى أنك نازلة هنا لسبب ما. |
O yüzden belki de seni buraya bir sebepten dolayı getirmişimdir. | Open Subtitles | لذا ربما قد أكون أحضرتك هنا لسبب ما |
Anubis'in buraya bir sebeple geldiğini biliyorduk. | Open Subtitles | لقد عرفنا أن أنوبيس أتى هنا لسبب ما. |
Tanrı bu çocuğu buraya bir nedenle bıraktı. | Open Subtitles | الآله وضع تلك الطفلة هنا لسبب ما |
Bak, siz buraya bir nedenle getirildiniz. | Open Subtitles | لقد جئت هنا لسبب ما |
Biz buraya bir nedenle yönetiliyordu. | Open Subtitles | لقد قدنا هنا لسبب ما. |
Bir nedenden dolayı burada olduğunu. | Open Subtitles | انك هنا لسبب ما |
Drill bir nedenden dolayı burada olmasını istedi. | Open Subtitles | دريل" أراده هنا لسبب ما" |
- Beni buraya bir sebeple göndermiş olmalı. | Open Subtitles | إنه بالتأكيد أرسلني إلى هنا لسبب ما - آنا , توقفي - |
buraya bir sebeple geldim. | Open Subtitles | جئتُ الى هنا لسبب ما |