Onlara bunun bir Kızılderili çadırı olmadığını söylemeye yüreğim elvermedi. | Open Subtitles | لم أجرؤ على إخبارهم أنّها لم تكن خيمة هنود حمر. |
Dünyanın en büyük Kızılderili çadırı büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. | Open Subtitles | أكبر خيمة هنود حمر في العالم كانت أحباط كبير |
Çocuklarım bunu bulduğunda, Kızılderili çadırı sandılar. | Open Subtitles | عندما عثر عليها أولادي، اعتقدوا أنّها خيمة هنود حمر. |
O aktör Kızılderili şefi gibi saçaklı giyinmişti hani? | Open Subtitles | أنت تعرف إنه ذاك حين يلبسون الممثل بزوائد هامشية وكأنه رئيس قبيلة هنود حمر |
- Kahvaltıdan önce 10 Kızılderili'yle savaşırdın. | Open Subtitles | كنت تقاتل 10 هنود حمر قبل الإفطار |