Bütün dünyaya yayın yapan kameralar önünde duşa giren namuslu kızlar. | Open Subtitles | فتيات نظيفات هن فتيات نظيفات يحصلن على الحمام على الكاميرات |
Hayatlarındaki kızlar Japon animasyonlarından ibaret. | Open Subtitles | النوع الوحيد من الفتيات هناك هن فتيات الأنيمي الياباني. |
Seçtiği kurbanlar temiz kızlar. | Open Subtitles | ضمن عرقهم نفسه الضحايا اللاتي اختارهن هن فتيات جيدات |
Kimsenin özlemediği kayıp kızlar. | Open Subtitles | والآن هن فتيات مفقودات، لا أحد يشتاق إليهن |
Veya arka plandaki tüm öğrencilerin çekici kızlar olduklarını? | Open Subtitles | أو أن جميع الطلاب في الخلفية هن فتيات جذابات ؟ |
Onlar normal kızlar, hemşireler ve yasal yardımcıları memelerine gülümsüyor ve... | Open Subtitles | هن فتيات طبيعيات ممرضات ومحاميات فقط يبتسمن مع حلماتهن و |
Ve bu iki genç çiftçi, şimdi onlar kızlar -- çünkü ebeveynleri HIV ve AIDS'ten öldüler -- eğitimli bir tarım uzmanı ile konuştular. | TED | و هاتان المزارعتان الصغيرتان-- هن فتيات عاملات لأن والداهما توفيا من الHIV و الإيدز -- وهم يتناقشون مع مهندس زراعي متمرس. |
İzci kızlar mı? | Open Subtitles | هل هن فتيات كشافة؟ |
Sean'ı isteyecek kadın modeli partiden partiye koşan, özgüveni olmayan rezil kızlar. | Open Subtitles | المرأة الوحيدة التي تريد (شون) هن فتيات الحفلات اللاتي لايملكن أي عزة نفس. |
Aslında kızlar çok tatlıdır. | Open Subtitles | بصراحة، هن فتيات مدهشات |
kızlar. Tabii ki de kızlar. | Open Subtitles | -فتيات، هن فتيات . |