ويكيبيديا

    "هو الدليل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıtı
        
    • ipucu
        
    • kanıtlar
        
    • bir kanıt
        
    • Tur rehberi
        
    • kanıtıdır
        
    • tek kanıt
        
    Ele geçirilen İHA'nın uçuş kaydını getirmek zorundasınız korkarım, size o kanıtı bulurum. Open Subtitles يجب عليكم تزويدي بسجل الرحلة الخاص بالطائرة الآلية المخطوفة وهذا سيكون هو الدليل
    Dünyanın neresinde olursan ol ve ben nerede olursam olayım bu ikimizin birbirimize ait olduğunun kanıtı olacak. Open Subtitles اينما كنت فى العالم واينما ساكون انا هذا هو الدليل اننا ننتمى كلانا للاخر
    Elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles هو الدليل الجيد الوحيد الذي وجدناه طوال النهار
    Sarah Jean'ı kurtarmak için gereken ipucu bu. Open Subtitles هذه هو الدليل اننا بحاجة لإنقاذ سارة جين
    O sese göre davranmaya başladığında bulabildiğin kanıtlar, sesin söylediklerini pekiştiriyor. Open Subtitles بمجرد ان تشعر بها فان الدليل الوحيد الذى تراه هو الدليل الذى يدعم حدسك
    İngiltere'de yaptığı şeyin karşılığı ölümdü, ama ona karşı ne tür bir kanıt vardı? Open Subtitles إن الرجال يشنقون في انجلترا للذي فعله و لكن ما هو الدليل ضده ؟
    Her zamanki Tur rehberi nerede? Open Subtitles أين هو الدليل السياحي المعتاد؟
    Eğer şu an bu mesajı izliyorsanız bu aranızdan en az biri deneyimizin başarılı olduğunun kanıtıdır demektir. Open Subtitles لو كنتم تشاهدون هذا الآن فهذا يأكد أن أحدكم هو الدليل على نجاح تجربتنا
    Ayak izlerinin dışında, katilin bıraktığı tek kanıt bu. Open Subtitles علاوة على اَثار الأقدام هذا هو الدليل الوحيد الذي تركه هذا الرجل
    kanıtı da burada. Elbette gerçekler. kanıtı da burada. Open Subtitles لكن بالتأكيد هم من ينقشوها، و ها هو الدليل.
    Bu, maddeyle ruh arasındaki bağlantının kanıtı gibi gözüküyordu. Open Subtitles بدا هذا هو الدليل علي وجود رابط بين المادة و الروح
    İyileşirse, istediğin kanıtı almış olursun. Open Subtitles وعندما يتحسّن، فسيكون هذا هو الدليل الذي تحتاجه
    İşte kanıtı, yıllardır talepler, zabıt döküntüleri ve mızmız şikayet kayıtları yüzünden şişmiş dosyalar ile mahkememi ayak yoluna çevirdiler. Open Subtitles هذا هو الدليل القرارات وبقية الفتات من العدالة الذين تقدموا للحصول عليه طول السنين
    Hiç şaşmam. Ama elimdeki tek ipucu bu. Open Subtitles ذلك لن يكون صادماً، لكن هذا هو الدليل الوحيد الذي لديّ
    Şu anda elimizde olan tek ipucu bu. Open Subtitles هذا هو الدليل الوحيد المتوافر لدينا حاليــا
    Tüm görsel kanıtlar birçok parametreye karşı ölçülmelidir, zaman çoğu kez en etkilisidir. Open Subtitles جميع الدلائل البصريّة يجب قياسها بعامل قياس مزدوج الوقت هو الدليل الأهم
    - İşte kanıtlar! - Kim çiftliğini 1 pesoya satar ki? Open Subtitles ها هو الدليل - من يبيع أرضه مقابل بيزو واحد؟
    Bak Lisa, elimdeki kanıt da bir kanıt. Open Subtitles ليزا , انظري . الدليل الدليل الذي املكه هو الدليل الذي املكه
    Belli ki, bu şeytani güçlerin mezarlarından gelip anahtarlarının yerini değiştirdiği konusunda inkâr edilemez bir kanıt. Open Subtitles من الواضح ، وهذا هو الدليل أن قوات الشر جائت من القبر لنقل مفاتيحك
    - Tur rehberi Audrey mi? Open Subtitles -Audrey هو الدليل السياحي؟
    - Tur rehberi. Open Subtitles - هذا هو الدليل
    Eğer şu an bu mesajı izliyorsanız bu aranızdan en az biri deneyimizin başarılı olduğunun kanıtıdır demektir. Open Subtitles لو كنتم تشاهدون هذا الآن فهذا يأكد أن أحدكم هو الدليل على نجاح تجربتنا
    Seni hapse tıktırmak için bana gereken tek kanıt gebe kalma tarihin. Pekâlâ, pekâlâ. Open Subtitles تاريخ الحَمل هو الدليل الوحيد الّذي احتاجه لابقائك بعيدًا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد