ويكيبيديا

    "هو الشيء الوحيد الذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olan tek şey
        
    • tek şey o
        
    • tek şeydi
        
    • tek şey bu
        
    • tek şey buydu
        
    • tek şey odur
        
    • gelen tek şey
        
    • tek konu
        
    • tek şey oydu
        
    • tutan tek şey
        
    • olduğum tek şey
        
    • tek saydığım şey
        
    • tek şey budur
        
    Bu dünyada seni bir yerlere götürecek olan tek şey bu. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي سيوصلكِ إلى أي مكان في العالم
    Bu dünyada seni bir yerlere götürecek olan tek şey bu. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي سيوصلكِ إلى أي مكان في العالم
    Bende tost yapmaya başladım çünkü yapmayı bildiğim tek şey o. Open Subtitles لذا فأعددت شطائر الجبن لأن هذا هو الشيء الوحيد الذي أجيد إعداده
    Bağlanmak konusunda kafayı yemek yapacağın tek şeydi ama onu bile düzgün yapamıyorsun! Open Subtitles الفزع من الالتزام هو الشيء الوحيد الذي يمكنك فعله ولم تفعله بشكل جيد
    Doğru olmasıyla birlikte şüpheli olmamak için de söyleyeceğiniz tek şey buydu. Open Subtitles هو الشيء الوحيد الذي أنت يمكن أن تقول للتقليل قابلية نجاحك كمشتبه به.
    Seni temin ederim, istediği tek şey odur. Open Subtitles أضمن لك أن هذا هو الشيء الوحيد الذي تريده
    - Evet çünkü şu anda, bana iyi gelen tek şey bu. Open Subtitles نعم .. لأنه حاليًّا هذا هو الشيء الوحيد الذي يعنيني
    Önemli olan tek şey bu. Open Subtitles و لكن هدفنا هو نفسه و هذا هو الشيء الوحيد الذي يهم
    Sevgi bu zavallı yaratığı kurtarabilecek olan tek şey. Open Subtitles الحبّ هو الشيء الوحيد الذي يمكن أن ينقذ هذا المخلوق الفقير
    Bir dakika önce tetiği çekmene engel olan tek şey. Open Subtitles أصدقيني القول. أليس هذا هو الشيء الوحيد الذي يمنعنك من قتلي؟ وإنك جاهزة لتنفيذ أوامري.
    İnsanlar yağmaladıktan sonra markette hiç kalmamış ve ufaklığı sakinleştiren tek şey o. Open Subtitles المركز التجاري خاوٍ عن آخره بعد ما نهبه القوم هنا والزبادي هو الشيء الوحيد الذي أستطيع الإبقاء عليه
    Söyle.. Bu tuvalet şakası ona öğrettiğin tek şeydi. Open Subtitles قل لي، والشيء المرحاض هو الشيء الوحيد الذي علمته، أليس كذلك؟
    Senin annen olmak. Hayatta başarılı olduğum, tek şey bu. Open Subtitles لأن كوني أماً لك، هو الشيء الوحيد الذي نجحت به
    Yapmayı kabul ettiği tek şey buydu. Open Subtitles وجودها بالداخل هناك هو الشيء الوحيد الذي وافقت عليه
    Aslında, bazen elimizdeki tek şey odur. Open Subtitles في الحقيقة، أحيانًا كان الإيمان هو الشيء الوحيد الذي تمسكنا به
    Ve Yahudi olmak, şu anda bana tanıdık gelen tek şey. Open Subtitles و تأدية العادات اليهودية هو الشيء الوحيد الذي يشعرني بشعور الحميمية العائلية
    Bu senin benden hiçbir zaman daha iyi olmadığın tek konu. Open Subtitles القتال هو الشيء الوحيد الذي لم تكن أفضل منّي فيه قط
    Sahip olduğu her şey arasında kurtarmaya çalıştığı tek şey oydu. Open Subtitles من بين كل ممتلكاتها ذلك هو الشيء الوحيد الذي حاولت حمايته
    Sigara beni dengede tutan tek şey. Open Subtitles التدخين هو الشيء الوحيد الذي يبقيني متوازنة.
    Kimseye saygısızlık etmiyorum ama tek saydığım şey kazanmak! Open Subtitles أنا لا أحاول تقليل إحترام أحد الفوز هو الشيء الوحيد الذي أحترمه
    Delilik olmayan tek şey budur, tamam mı? Open Subtitles أنظر، هذا هو الشيء الوحيد الذي ليس بالجنون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد